Ankara’daki Yüksek Hızlı Tren Katliamı İçin Partimizden Suç Duyurusu
İhale parası ödendiği halde sinyalizasyon sistemi olmadan seferleri başlatan tüm Bakanlar ve Gülermak-Kolin ortaklığı suçludur!
Soruşturma bu yönden genişletilmek zorundadır!
Göz göre göre gelen Ankara-Konya YHT katliamında halkımızın içi kan ağlıyor. Vurgunun ve rantın bu kadar arsızına karşı öfkeden titremekteyiz. Bu çağda, bilimin ve tekniğin son sözü böylesi hızda bir ulaşım teknolojisinde sinyalizasyon olmaması ne demektir? Buharlı tren mi çalıştırıyorsunuz da telsizle haberleşme yeterlidir diyorsunuz!..
Siyasal gericilik böylesine felaketlerin en temel sebeplerinden birisidir işte. Bilimle, teknikle ilgisi yoktur siyasi gericiliğin. Tek işi ranttır, vurgundur, komisyondur. Her türlü bilimsel gerçeği, gerekliliği gözardı eder sonrasını da kutsal duygulara havale eder. Gerçekte Batıni İslam’la da hiç ilgisi yoktur tüm aksaklıkları gözardı ederek, hatta saklayarak meseleyi Allah’a havale etmenin… Bu olsa olsa Muaviye-Yezid İslamı, çağımızda ise CIA-Pentagon İslamı’dır.
Yarı Feodal-Kapitalist vurguncular da bu gericilikle ekonomik planda etle tırnak gibi kaynaşıktır ülkemizde. İşte Gülermak-Kolin Ortaklığı da tıpkı böyle, parasını aldığı halde sinyalizasyon sistemini kurmamış, işin rantına, sömürüsüne, vurgununa bakmıştır. Değil 9 can, 9 bin can gitse umurlarında olmaz bu hainler güruhunun. Kasaları tamamen dolmuş mudur? Başkaca tek bir dertleri olmaz. Yürekleri milim üzülmez bu ölümler karşısında.
Basından takip ettiğimiz kadarıyla, sadece alt düzey birkaç çalışan hakkında takibat yapılan bir oldu-bitti soruşturma süreci başlatılmıştır. İşte buna da itirazımız vardır.
Partimiz, avukatlarımız aracılığıyla, hattın kullanıma açıldığı Ağustos 2011’den beri Ulaştırma Bakanı olan tüm failler hakkında, TCDD Yönetimi hakkında ve de ihaleyi alarak işi eksik yapan Gülermak-Kolin Ortaklığı hakkında, Kasten Öldürmenin İhmali Davranışla İşlenmesi ve Kasten Yaralamanın İhmali Davranışla İşlenmesi suçlarından suç duyurusunda bulunmuştur.
Vurguncular, rantçılar, ihaleye fesat karıştıranlar, er geç halkımıza çektirdikleri tüm acıların hesabını vereceklerdir. Kimsenin şüphesi olmasın! 17.12.2018
Halkın Kurtuluş Partisi
Genel Merkezi
Suç Duyurusu Dilekçesini aynen yayımlıyoruz:
ANKARA CUMHURİYET BAŞSAVCILIĞINA
SUÇ DUYURUSUNDA
BULUNAN………………: Halkın Kurtuluş Partisi Genel Başkanlığı
Karanfil Sokak No:24/15 Kızılay/ANKARA
V E K İ L L E R İ……….: Av. Metin BAYYAR, Av. F.Ayhan ERKAN,
Av. Ali Serdar ÇINGI, Av. Tacettin ÇOLAK, Av. Sait KIRAN, Av. Azime Ayça OKUR, Av. Halil AĞIRGÖL,
Av. Pınar AKBİNA, Av. Doğan ERKAN,
Ortak adres:Kızılırmak cad.7/9 Kavaklıdere, Çankaya/ANKARA
ŞÜPHELİLER……………:
1- Cahit TURHAN – şu anki Ulaştırma ve Altyapı Bakanı
2- Binali Yıldırım 6 Temmuz 2011 – 25 Aralık 2011 tarihleri ve 24 Kasım 2015 – 24 Mayıs 2016 tarihleri arasında Ulaştırma Bakanı
3- Lütfi Elvan 25 Aralık 2011 – 6 Mart 2015 tarihleri arasında Ulaştırma Bakanı
4- Feridun Bilgin 6 Mart 2015 – 24 Kasım 2015 tarihleri arasında Ulaştırma Bakanı
5- Ahmet Arslan 24 Mayıs 2016 – 9 Temmuz 2018 tarihleri arasında Ulaştırma Bakanı
6- İsa APAYDIN – TCDD Genel Müdürü
7- TCDD Yönetim Kurulu üyeleri
8- Ankara-Konya Hızlı Tren hattının ihalesini alan Gülermak-Kolin Ortaklığı yönetici ve ortakları
9- Suçun İşlenmesine Göz Yuman Diğer İlgililer
SUÇ………………….…..: 1- Birden fazla kişi için kasten öldürmenin ihmali davranışla
işlenmesi (TCK 83. Md.)
2- Birden fazla kişi için kasten yaralamanın ihmali davranışla
işlenmesi (TCK 88. Md.)
SUÇ TARİHİ………………..: 13 Aralık 2018
AÇIKLAMALAR………:
1- Ankara-Konya Hızlı Tren hattında 13 Aralık 2018 tarihinde bir katliam yaşandı. Katliam diyoruz, zira aşağıda arz edeceğimiz maddi vaka ve olgular, yaşananın kasıtlı ihmaller zincirinin sonucu olduğunu açıkça göstermektedir.
Bakın nasıl açıklıyor bilim insanı TMMOB Makine Mühendisleri Odası Genel Başkanı Yunus Yeneryaşanan katliamın nedenlerini ve sorumlularını:
“Toplu ölümlere de yol açan ‘kazaların’ çoğu, bilim insanları, uzman meslektaşlarımız ve bilirkişi raporlarının da gösterdiği üzere mühendislik bilimlerinin gereklerinin yerine getirilmemesi, teknik ve altyapı eksikleri, zemin etüdü çalışmalarının yapılmayışı, bakım-onarım, yenileme çalışmalarının yetersizliği, personel yapısındaki nitelik düşüşü ve sayısal azalma nedeniyle yaşanmaktadır. Öyle ki kamu hizmeti anlayışı yerine piyasacı yaklaşım benimsenmiş, mühendislik hizmetleri ve kriterleri kısıtlanmış, teknik mükemmellik yaklaşımı terk edilmiş, altyapı ile bakım, sinyalizasyon, elektrifikasyon yatırımları ihmal edilmiş, bakım atölyeleri kapatılarak azaltılmış, TCDD’nin taşınmazları ve limanları satılmaya başlanmış, çalışanlar güvencesiz çalışma biçimlerine tabi kılınmış, personel sayısında ciddi düşüşler olmuş, liyakatli teknik personelde azalma yaşanmıştır.”
2- Buna rağmen mevcut Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı makamında oturan şüpheli ise sinyalizasyon yokluğunu çok kolay geçiştirebilmiştir:
“Ankara’da 9 kişinin yaşamını yitirmesine neden olan tren kazasıyla ilgili bir gazetecinin sorusuna ‘Sinyalizasyon sistemi demir yolu işletmeciliği için olmazsa olmaz bir sistem değil’ yanıtını veren Ulaştırma Bakanı Mehmet Cahit Turhan, TBMM’de protesto edildi.”
Ancak şüphelinin “tevil yollu ikrar”dan başka bir anlam taşımayan sözleri, bilimsel manada tümüyle yanlıştır. Yüksek hızlı tren, ileri teknoloji gerektiren bir ulaşım yöntemidir. Bu hızda hareket eden trenlerin bir çakışma ya da benzeri ray yanlışlığına düşmemesi için sinyalizasyon sistemi tam da olmazsa olmazdır. Bu konuda bilimsel kesinlik TMMOB Makine Mühendisleri Odası Genel Başkanı Yunus Yener’in ifade ettiği gibidir.
3- Bir diğer suç unsuru ise şöyle anlatılmıştır:
“Projeyi üstlenen Gülermak-Kolin Ortaklığı’na 2017’de bitmesi gereken sinyalizasyon sistemini tamamlaması için 2019 sonuna kadar ek süre verildiği iddia edildi.
“Süre iki kez uzatıldı
“TMMOB ve Birleşik Taşımacılık Çalışanları Sendikası (BTS), facianın sinyalizasyon sistemlerinin bulunmamasından kaynaklandığını açıkladı. Sinyalizasyon sistemine ilişkin tartışmalar sürerken TCDD’nin sinyalizasyonun yapımına ilişkin sözleşmede iki kez süre uzatımı yaptığı bildirildi.
“İlk tarih Ekim 2017
“Yüksek Hızlı Tren hattı için Mart 2016’da TCDD ile Gülermak-Kolin Ortaklığı bir sözleşme imzaladı. Sözleşmeye göre, Ankara-Kayaş arasındaki sistemin Ocak 2018’de, facianın gerçekleştiği Ankara-Sincan hattının ise Ekim 2017’de tamamlanması gerekiyordu. Projenin tamamlanması için hazırlık aşamasında belirlenen sürenin 36 ay olmasına karşın sözleşme 17 aylık imzalandı. Yaklaşan seçimden önce hattın açılması için sürenin kısaltıldığı ileri sürüldü.
“Sözleşmede belirlenen tarihte sinyalizasyon sistemi kurulamayınca TCDD, Gülermak-Kolin Ortaklığı ile tekrar masaya uzatarak 1 yıllık bir “süre uzatımı” verdi. Mart 2018’de ise projenin tamamlanmadığı, sinyalizasyon sisteminin yazılımının dahi olmadığı ortaya çıktı. Buna rağmen TCDD, “kısmi geçici kabul”le projeyi onayladı. Nisan ayında ise gösterişli bir törenle Ankara-Konya Yüksek Hızlı Tren hattı açıldı. Projenin tamamlanması için Aralık 2019 tarihine kadar Gülermak-Kolin Ortaklığı’na tekrar süre verildi.
“Projenin sinyalizasyon sistemi tamamlanmadan açılmasının faciaya davetiye çıkaracağına ilişkin Birleşik Taşımacılık Çalışanları Sendikası’nın ve TMMOB ile bağlı odalarının uyarılarına rağmen açılış yapıldı. Yapılan itirazlara ise “Türkiye’nin birçok noktasında sinyalizasyon sisteminin olmadığı” yanıtı verildi.
“Uyarılar dikkate alınmadı
“Meslek örgütlerinin, Ankara-Konya Yüksek Hızlı Tren hattının çok yoğun bir hat olduğu için birçok riskin ortaya çıkabileceği ve sinyalizasyon sistemi tamamlanmadan açılış yapılmaması gerektiği uyarıları dikkate alınmadı.”
(https://www.birgun.net/haber-detay/sinyalizasyona-iki-kez-erteleme-240243.html)
Siyasal iktidar tarafından, insanlarımızın ölümü pahasına Parababalarının kayrılması gerçeğiyle bir kez daha karşı karşıyayız. AKP rant düzeninin bildik bir gerçeği, bir kez daha katliamla acı bir şekilde kendisini gösteriyor.
Sinyalizasyon sistemi kurulmamasına rağmen, ihaleci şirketin alacakları ödenebilsin diye geçici kabul de yapılıyor.
AKP de en basit toplumsal ihtiyacı bir şova çevirebilmek için bu hayati eksiklikle seferleri başlatıyor. Hat, 23 Ağustos 2011’de açılıyor! O tarihten bu yana Sinyalizasyon sistemi kurulmuyor!
4- Sayıştay raporlarına göre dahası da var:
“Sayıştay, Ankara’da geçen perşembe meydana gelen ve 9 kişinin ölümüne ve 92 kişinin yaralanmasına yol açan hızlı tren kazasının ardından Ulaştırma Bakanlığı raporunu açıkladı. Ankara’daki kazanın meydana geldiği tren yolundaki gibi, birçok demiryolunun sinyalizasyon sistemi tamamlanmadan hizmete sokulduğunun altı çizildi. Rapora göre, ihale edilen 2 proje, sinyalizasyon, elektrifikasyon gibi can güvenliğini etkileyen imalatlar tamamlanmadan teslim edildi. Bu demiryolu hattından birinin 700 milyon liraya ihale edilen Kars-Tiflis Demiryolu Projesi olduğu ifade edildi. İşte rapordaki tespitler: “Kars-Tiflis Demiryolu Hattı’nın bitirilerek ticarete açıldığı ifade edilmiştir. Demiryolunun ticarete açıldığı doğru olsa da projenin tamamlandığı ifadesi gerçeği yansıtmamaktadır. Projedeki imalatların önemli bir kısmı sözleşme bedeli doldurulduğu için tamamlanamamıştır. Özellikle tünel ve üstyapı imalatı eksik kalmış, elektrifikasyon, sinyalizasyon ve telekomünikasyon imalatları sözleşmeye dahil olmasına rağmen yapılamamıştır.
“YÜZDE 33’Ü BİTMİŞ
“Sayıştay, 658 milyon liraya mal olan başka demiryolu projesinde de elektrifikasyon ve sinyalizasyon sisteminin kurulmadan işin teslim alındığını ve müteahhit firmaya, bütün işler yapılmış gibi, para ödendiğini tespit etti. Raporda, “Projenin büyük bölümünü oluşturan tünellerin yüzde 17’sinin, üstyapının yüzde 41’inin, köprü ve viyadüklerin yüzde 41’inin tamamlandığı, elektrifikasyon, sinyalizasyon ve telekomünikasyonla ilgili herhangi bir imalat yapılmadığı görülmektedir. Projenin ancak yüzde 33’lük kısmı tamamlanmıştır.”(https://www.sozcu.com.tr/2018/gundem/sinyalizasyonun-parasi-odendi-sistem-alinmadi-2799945/)
Yani bakanlık, başka projelerde de, iş bitmiş gibi ödeme yapmaktadır ihaleci firmalara. Dolayısıyla yandaş firmalar, parasını almalarına rağmen işi bitirmemekte, sinyalizasyon sistemini tamamlamamaktadırlar. Böylece katliamlar göz göre göre gelmektedir.
Oysa “Geçici Kabul Teklif Belgesi Hangi Şartlarda Düzenlenir?”
“Yapı denetim görevlisince aşağıdaki hususların tespiti halinde geçici kabul teklif belgesi düzenlenir.
“Ön inceleme sonucunda işin sözleşme ve eklerine uygun olarak eksiksiz ve kusursuz olarak tamamlandığının ve kabul işlemlerinin yapılmasında bir engel bulunmadığının anlaşılması,
“Yapılan işin kusurlu ve eksik kısımlarının bedelleri toplamının işin sözleşme bedelinin yüzde beşinden fazla olmaması ve aynı zamanda bu oranı geçmeyen kusur ve eksiklikler, işin idareye teslimine ve kullanılmasına engel olmayacak veherhangi bir tehlikeye meydan vermeyecek nitelikte olması…”
(https://www.malihakem.com/analizler/yapim-islerinde-gecici-ve-kesin-kabul-islemleri_an678.html)
Yine YAPIM İŞLERİ MUAYENE VE KABUL Yönetmeliği’nin 8. Maddesi şöyledir:
“Yüklenicinin, taahhüdündeki işi sözleşmesinde veya idare tarafından verilen en son süre uzatım kararında öngörülen iş bitim tarihinde tamamladığı yapı denetim görevlisi tarafından yapılan ön incelemede tespit edilmiş olması şartı ile, kabul komisyonunun iş yerine geç gitmesi ve kabul işlemini geç yapması halinde, kabul tutanağında itibar tarihi olarak işin fiilen bitmiş olduğu tarih gösterilir ve bu tarih, işin geçici kabul tarihi kabul edilir.”
SİNYALİZASYON SİSTEMİ TAMAMLANMAMIŞ BİR YÜKSEK HIZLI TREN PROJESİNİN GEÇİCİ KABULÜ NASIL YAPILABİLİR?
BU TRENİN SEFERLERİ NASIL BAŞLATILIR?
BAKAN NASIL SİNYALİZASYONUN OLMAZSA OLMAZ OLMADIĞINI SÖYLEYEBİLİR?
İşte 23 Ağustos 2011’den beri bu duruma göz yuman, sinyalizasyon sistemini kurmayanlara ihale mevzuatından kaynaklanan hiçbir yaptırım uygulamadıkları gibi, bilakis onları kayıran ve yolcu seferlerini başlatan sıralı Ulaştırma bakanları ve diğer bürokratlar ile diğer şüpheliler yargılanmalı ve cezalandırılmalıdır.
Esasen devletin anılan yetkililerinin ana görevi devlet olanaklarıyla bu işlerin yapılması iken, özel sektöre, işin tamamının Tekel Parababalarına devredilmesi başlı başına bu açık ihmallere, vurgunlara sebep olmaktadır. Ancak olayımızda, mevcut İhale Mevzuatına dahi uymayan, parasını aldığı işi tamamlamayan bir şirket ortaklığı mevcuttur. Şirket ortaklığı, tamamlamadığı bu iş sebebiyle suçun da ortağıdır.
5- SUÇA KONU EYLEMİN BİR KAZA, BİR TESADÜF OLMADIĞININ KANITI:
AKP İKTİDARI DÖNEMİNDE GERÇEKLEŞEN TREN KATLİAMLARI:
* 2002’de Temelli: Bir ölü, sekiz yaralı.
* 22 Temmuz 2004, Pamukova’da hızlandırılmış tren kazası: Devrilen trende 38 ölü, 95 yaralı.
* 11 Ağustos 2004 Kocaeli/Tavşancıl’da iki yolcu treni çarpıştı: Sekiz ölü, 88 yaralı.
* 27 Ocak 2008’de Pamukkale Ekspresi’nin vagonları, Kütahya’nın Çöğürler Köyü yakınlarında raydan çıktı: Dokuz ölü, 30 yaralı.
* 19 Şubat 2008’de Ankara Sincan Tren İstasyonu’nda yolcu indiren Anadolu Ekspresi’ne banliyö treni arkadan çarptı: 13 yaralı.
* 23 Şubat 2008’de Sivas’ın Şarkışla ilçesinde yolcu treni ile 4 Eylül Mavi treni çarpıştı: Beş yaralı.
* 17 Mayıs 2009’da Sivas’ta iki yük treni çarpıştı: Bir makinist öldü.
* 27 Ağustos 2009’da Eskişehir-İstanbul seferini yapan Cumhuriyet Ekspresi Bilecik çıkışında iş makinesine çarparak devrildi: Beş ölü, 21 yaralı
* 3 Ocak 2010’da iki Eskişehir Ekspresi, Bilecik’e bağlı Vezirhan ile Bakırköy arasında kafa kafaya çarpıştı: Bir ölü, sekiz yaralı.
*8 Temmuz 2018 Çorlu: Edirne’nin Uzunköprü ilçesinden saat 15.45’te 362 yolcu ve 6 personel ile İstanbul Halkalı’ya gitmek üzere hareket eden 12703 sefer sayılı yolcu treninin lokomotif ve ilk vagonunun geçişinden sonra, Çorlu’da menfezin altındaki toprak kayması sonucu raylar boşlukta kaldı. Trenin 5 vagonu, Sarılar Mahallesi yakınındaki araziye devrildi. Kazada 24 kişi yaşamını yitirdi 318 kişi de yaralandı.
*13 Aralık 2018 Ankara. 7 ölü 46 yaralı
(Kaynak:OlayNeyseO.com)
Tüm bunlara rağmen, halihazırda yürütülen soruşturmada yalnızca alt düzey birkaç TCDD çalışanının soruşturulduğunu görmekteyiz. Oysa bir ihalenin tamamlanmamasına, buna rağmen ihalecinin parasının ödenmesine ve dahi bu eksiklikle seferlerin başlamasına onay verebilecek makamlar ancak bildirdiğimiz şüpheliler olabilir.
Ceza yargılamasının amacı maddi gerçeğin ortaya çıkarılması olmalıdır, göstermelik tali-fer’i sorumlulara ceza verilip olayın kapatılması değil..!
Eğer işbu suç duyurumuz ile yeni bir soruşturma açılmayacaksa, suç duyurumuzun mevcut soruşturmanın genişletilmesi talebi olarak işleme konulmasını talep ederiz.
SONUÇ VE İSTEM….: Sunulan ve Soruşturma aşamasında re’sen görülecek diğer nedenlerle;
Şüpheliler hakkında atılı suçlardan cezalandırılmalarının sağlanması için soruşturma yürütülerek kamu davası açılmasını müvekkil parti adına talep ederiz. Saygılarımızla. 17/12/2018
SUÇ DUYURUSUNDA BULUNAN
HALKIN KURTULUŞ PARTİSİ VEKİLLERİ
Av. Metin BAYYAR Av. Sait KIRAN Av. Azime Ayça OKUR Av. Doğan ERKAN