Covid-19 sadece yaşamımızı tehdit etmiyor halkımızı parababalarının sömürü ve soygun düzeninde inim inim inletiyor
Tüm dünyayı olduğu gibi ülkemizi de tehdit eden Covid-19 virüs salgını yüzbinlerce işyerinin kapanmasına, üretimin durmasına sebep olmuştur. Zaten işsizlik ve pahalılık cehenneminde inim inim inleyen halkımızın çektiği sıkıntılar bu salgınla katmerlenerek artmıştır.
Birçok fabrika ve işyerlerinde çalışanlar ücretsiz izne çıkarılmış, ya da kısa dönem ödeneği adı altında aylık 1177 TL gibi komik rakamlarla açlığa mahkûm edilmişlerdir. En son yapılan araştırmalarda açlık sınırının 2824 TL olduğunu düşünürsek bu ödeneğin ne kadar trajikomik olduğu görülmektedir. Bu da gösteriyor ki AKP’giller iktidarının emekçi halkımıza reva gördüğü sefalet yaşamıdır. Zaten çalışırken aldığı ücretle geçinemeyen emekçiler virüs salgınıyla birlikte artan hayat pahalılığına karşı iyice savunmasız durumda kalmıştır. Ayrıca yaşamını gündelik çalışmayla sürdüren emekçilerin hiçbir geçim kaynağı kalmamıştır. Bunlar için AKP’giller’in reva gördüğü ise eğer alabilirlerse aylık 1000 TL yardım maalesef. Oysa virüs salgınından bu yana halkın temel tüketim ihtiyaçları her geçen gün pahalılanmaktadır.
DİSK-AR’ın yaptığı araştırmaya göre; Geniş Tanımlı İşsiz Sayısı 8 milyona Dayandı. Ümitsiz İşsiz sayısı 1 milyona yaklaştı. Bu da gösteriyor ki, bu salgınla birlikte ve sonrasında büyük bir ekonomik krizle karşı karşıya kalacağız. Bu krizin faturasını biz emekçilere ödetecekleri kesindir.
Dünya üzerinde insan dolaşımı durma noktasına geldiğinden bu konuda en çok etkilenen sektörlerden biri kuşkusuz ki turizm olmaktadır. Görünen o ki turizm sektöründe yüz binlerce insan işsiz kalacaktır. Bu durum ekonomisi üretime dayalı olan ülkeler için sorun teşkil etmeyebilir ancak bizim gibi rant ekonomisi olan ülkelerde çok ciddi sorunlara yol açacaktır.
Aralık ayından bu yana salgın tüm dünyaya yayılırken ne yazık ki AKP’giller ancak Mart ayının ortalarında önlem almaya başladılar. Tabiî bu önlemler alınırken sağlık ve ekonomik önlemlere ilişkin öngörülü davran(a)madılar. Örneğin; bazı yaş gruplarında sokağa çıkma yasağı getirilirken o yaş gruplarında çalışan kişileri istisna tuttular. Bu da meseleye insan sağlığının yerine paraya önem vermelerinden kaynaklandı.
Hâlbuki ne olmalıydı?
İnsana önem veren yaklaşımla zorunlu ve temel ihtiyaçlar dışındaki tüm işyerleri ücretli tatil edilmeliydi. Hâlâ da edilebilir.
Halkımızın bu işsizlik ve pahalılık düzeninden kurtuluşunun yolu örgütlü olmakla mümkündür. Elbette ki bu salgın günleri bitecektir. Önemli olan Parababalarının soygun ve sömürü düzeninin son bulmasıdır. Soygun ve sömürü düzeninin son bulacağı, halkımızın işsizlik ve pahalılıktan arınmış kendi iktidarını kuracağı Ucuz Devlete varacağına inancımız tamdır.
İşsizliğe Pahalılığa Zama Zulme Son!
22.04.2020
İşsizlik ve Pahalılıkla Savaş Derneği
(İPSD) İzmir Şubesi