Site rengi

Tasarım

Halkın Davası: İcra Hukuku Hakkında Bilinmesi Gerekenler IV

08.09.2014
3.208
A+
A-

Bir önceki yazımızda takip kesinleştikten sonra icra aşamasında özel bir durum olan üçüncü kişinin hak iddiasında bulunduğu istihkaklık hacizden söz edeceğimiz bilgisini vermiştik. Bu haciz türü hem alacaklı hem de borçlu bakımından inceliklerini bilmek gereken bir durum arz etmektedir. Bu nedenle iki cepheden yani alacaklı ve borçlu cephesinden durumu açıklamak daha anlaşılır ve çözüme götürücü olacaktır. Şöyle ki;

Alacaklı, takibini başlattı. Ödeme emri borçluya bizzat veya MERNİS’te kayıtlı olan adresine Tebligat Kanununun 21. maddesine göre muhtara tebligat yapıldı. İtiraz yapılmadı veya yapılan itiraz itirazın iptali davası ile bertaraf edildi. Yani artık takip kesinleşti. Buna dair ayrıntıları geçen yazılarımızda açıklamıştık. Eğer ödeme yapılmaz ise Alacaklı veya Vekili haciz işlemini başlatır.

Borçlunun şahıs ise evine, şirket ise şirketin merkez, şube ve eklentilerine veya borçlunun faaliyetlerini yürüttüğü veya taşındığı evinin bulunduğu adrese haciz işlemlerini yapmak üzere gidebilir ve haciz işlemleri yapabilir.

Gittiği yer ve yerlerde şu itirazlarla karşılaşması olasıdır:

Biz borçlu ile boşandık, ben burayı borçlu şirketten devraldım, benim damadım borçlu, burada oturuyorlardı ama taşındılar, yeni adreslerini bilmiyorum. Hayır, borçluyu tanımıyorum, benden önceki kiracıymış vb. vb…

Böylesi itirazlarla karşılaşan alacaklı, bulunulan adreste kendisine verilen bilgilerin doğru olup olmadığını teyit etmeye çalışmalıdır. Zira borçlular olası haciz işlemlerinden kurtulmak için bu ve benzeri mazeretleri yaratıyor olabilecekleri gibi gerçekten de doğru olabilir. Bu nedenle alacaklı yasanın kendisine verdiği hakkı zarara uğramadan ve de zarar vermeden kullanmalıdır.

Alacaklı bu itirazlarla karşılaşınca ne yapacak?

Gidilen yerde iddialarla ilgili evrak araştırması yapılmasını isteyecek icra memurundan. Kesinlikle alacaklının kendisi veya vekili bu araştırmayı bizzat yapamaz. İcra memurundan talep eder, şuraya bakılmasını istiyorum, şu kilitli yerin açılmasını istiyorum, şu çekmeceye bakılmasını istiyorum, şeklinde taleplerde bulunmalıdır. Araştırma işlemlerini icra memuru kendisi yapmalıdır. Somutlayalım:

Borçlu et ve et ürünleri satan Servet Bey ile diğer ortak olan babası Himmet Amca’nın Limited Şirketi. Servet Bey, çiftlikten aldığı etler için şirket adına senet vermiş ama senede iki imza atmış. İki imza atınca ne olduğunu hatırlamış olmalısınız, biri şirket adına, şirketi borçlandıran bir imza diğeri de kendisini bizzat borçlandıran bir imza. Yani bu senedin iki borçlusu var; biri Servet Bey’in kendisi diğeri de şirketi.

Ödeme emrini alacaklı hem Servet Bey’e hem de şirkete gönderir. Servet Bey bu arada epeyce sıkışmıştır, diğer alacaklılar da kapıya dayanmıştır. Hacizden kurtulmak için şirketi diyelim ki eşinin kardeşine devreder, bir fabrikaya işçi olarak girer, evini kapatır, eşi ile usulen boşanır ve ailece babasının evine yerleşirler.

Alacaklı, şirkete haciz için gittiğinde yeni sahibi ben burayı devraldım, bu kasap dükkânı benim derse yani üçüncü kişinin hak iddia etmesi demek olan istihkak iddiasında bulunursa eğer kendisine ilk sorulacak şey işyeri ruhsatı olacaktır. Bu ruhsatı göstermesi yeterli olmayacaktır. Zira devir için önemli bir şart da kasa devridir. Yazar kasa ruhsatına bakmak gerekir, devir işlemi yapılmamışsa, işyerinin elektrik, su, doğalgaz faturaları devredilmemişse, ürün alınan üretici firmaların fatura kayıtlarında halen borçlu Servet Bey adına kesilen faturalar varsa bu hallerin hepsi haciz zaptına not edilmek ve alınabiliyorsa asılları, alınamıyorsa suretleri icra memurunca dosyaya alınmak suretiyle ve de üçüncü kişinin hak iddiası da zapta geçmek suretiyle alacaklının talebi üzerine haciz işlemleri yapılır. Eğer alacaklı talep ederse muhafaza dediğimiz halk arasında eşya kaldırmak olarak nitelendirilen işlem de yapılır.

Ya da Servet Bey’in evine gidilir orada oturan kişiler yine itiraz edecek ve onların taşındıklarını söyleyecektir. Eğer yeni adreslerini biliyorsa alacaklı oraya da gidebilir, ancak gidilen adreste kendilerine bildirilen bu beyanın doğru olup olmadığını anlamak için yine evrak araştırması yapılmasını alacaklı icra memurundan talep edebilecektir. Kira kontratı, elektrik, su, gaz faturaları kontrol edilecek, o evde borçluya ait bir evrak olup olmadığı araştırılacaktır. Eğer gerçekten hiçbir bağlantı bulunmazsa ve şüpheye düşülecek bir durum da yoksa haciz işlemi yapılmaz.

Gidilen adresteki kişi borçlunun yeni adresini biliyorsa, örneğin babasının yanına taşındığını biliyorsa, tarif il bile olsa bu durum zapta geçirilmek suretiyle bildirilen kayınpederin adresine gidilir. Borçlunun bu adreste yaşadığına dair yine evrak araştırması yapılır. Baba Himmet Amca itiraz edecektir. Burası benim evim, çocuklarına ben bakıyorum dese de burada yine haciz ve muhafaza işlemi yapılacaktır.

Ya da eşler borçtan kurtulmak adına yasalar nezdinde boşansalar da fiili yaşamlarını birlikte sürdürebilirler. Bu durumda da boşanma ilamını gösterse bile diğer eş, evde yine evrak araştırması yapılır. Borçluya ait bir fotoğrafın evde bulunması, faturaların borçlu adına kayıtlı olması, örneğin iki küçük çocuk ve bir anne olan evde dolapta erkek ayakkabısı olması, erkek kıyafetlerinin olması, banyo kapısının arkasındaki ikinci bir bornoz gibi birbirini bütünleyen bilgi, belge ve eşyaların varlığı bu boşanmanın muvazaalı yani borçtan kurtulmak adına yapılan bir işlem olduğu iddiasını kuvvetlendirir ki bu durumda yine alacaklının talebi ile haciz ve muhafaza işlemi yapılır.

Bu durumların tümünde alacaklının beyanları, istihkak iddiasında bulunan üçüncü kişilerin beyanları ve bulunan evraklar mutlaka zapta yazılır.

Haciz mahallinde olunmadığı hallerde telefonla iletişim kurulan üçüncü kişinin istihkak iddiası ne yazık ki zapta yazılmaz, zira imza atamayacaktır. Bu kişi haciz işleminden itibaren 7 gün içinde istihkak iddiasında bulunduğuna dair beyanını ilgili icra dosyasına yapmalıdır. Ama Esas dosyası dediğimiz dosyaya yapmalıdır. Yani icra dosyası İstanbul’da yapılmış, haciz işlemi borçlunun adresinin olduğu Lüleburgaz İcra Müdürlüğüne verilen talimat ile Lüleburgaz İcra Müdürlüğü tarafından yapılmış ise Lüleburgaz İcra Müdürlüğüne yapılan bildirim geçerli olmayacaktır. Bunu mutlaka İstanbul’daki esas icra dosyasına göndermek zorundasınız.

İcra İflas Kanunu istihkak iddiasının olduğu haciz işleminden sonra yapılacakları 97. ve 99. maddesinde düzenlemiştir. 97. maddeye göre yapılan haciz işlemi ve tutanağı alacaklının, 99. maddeye göre yapılan haciz işlemi ve tutanağı da daha çok istihkak iddia edenin lehine bir durum oluşturur.

Zira 97. maddeye göre haciz işlemi yapılmışsa icra memuru dosyayı hemen icra hâkimine gönderir. Hâkim inceler ve takibin devamına karar verirse ki bu kararın temyizi yoktur, kararın kendisine tebliğinden itibaren 7 gün içinde istihkak iddia eden üçüncü kişi icra hukuk mahkemesinde istihkak davası açmalıdır yoksa istihkak iddiasından vazgeçmiş sayılır.

Eğer 99. maddeye göre haciz işlemi yapılmışsa yani haczedilen menkul mallar istihkak iddia eden üçüncü kişinin elindeyse o zaman da alacaklı 7 gün içinde istihkak davası açmalıdır yoksa bu sefer alacaklı istihkak iddiasının iddiasını kabul etmiş sayılır.

Bir noktayı daha vurgulayarak bu konuyu bitirelim. Ancak somut sorularınızla daha anlaşılabilir hale gelecektir. İstihkaklık hacizleri mutlaka alacaklı asil veya alacaklı asilin vekili yapmalıdır, icra kâtiplerinin bu yetkisi yoktur.

Eğer haciz ve hacizle birlikte muhafaza işlemi yapılırsa satış işlemi yapılırsa bu durum satış işlemlerini durdurmaz, sadece satış bedeli icra kasasında depo edilir ve kim iddiasında haklı ise tazminatla birlikte ona iade edilir. Ancak uygulamada istihkak iddiasının durumu kesinleşmeden alacaklılar satış prosedürünü başlatmayı tercih etmemekte, hatta muhafaza bile yapmamakta sadece haciz işlemi yapmaktadırlar.

Bu hacizler hem alacaklı hem borçlu hem de üçüncü kişiler bakımından oldukça gergin geçen bir haciz türüdür. Zira üçüncü kişilere muvazaalı devirler yapanlar, muvazaalı boşanmalar, üçüncü kişinin evinde yapılan hacizlerde borçlu bir nevi kendini güvende hisseder, hacizden kurtulduğunu zannederek geçici bir rahatlık yaşar, ancak yasanın verdiği yetki ile haciz işleminin yapılması onu ve güven verdiği üçüncü kişileri bir anda tehdit ettiğinde beklenmeyen bu hal herkesi gerginleştirir. Gazete ve televizyonlarda duyulan avukata saldırı haberlerinin çoğu istihkaklık hacizler sırasında ortaya çıkan durumlardır.

Devam edecek

ETİKETLER: