Site rengi

Tasarım

PKK, Suriye’de Ne İstiyor?

17.02.2025
444
A+
A-

M. Gürdal Çıngı

PKK, BOP’u biliyor mu?

BOP’u kimin/kimlerin (hangi devletlerin) istediğini ve hayata geçirmek için her türlü yola başvurarak, canla başla çalıştığını biliyor mu?

BOP’un amaçlarını biliyor mu?

BOP’un sonuçlarını biliyor mu?

Evet, PKK bütün bunların hepsini biliyor. Hem de netçe biliyor.

Bakın, bunu PKK’nin önder kadrolarından, şu anki liderlerinden; “KCK Yürütme Konseyi Eşbaşkanı Cemil Bayık” 9 Aralık 2024 tarihinde; “örgüte yakın bir televizyon kanalına verdiği Kürtçe röportajda” nasıl dile getiriyor:

“(…) Ortadoğu’da Büyük Ortadoğu Projesi (BOP) adıyla bir proje yürütülüyor.

“Bunu kimin yürüttüğü belli; Amerika, İngiltere, İsrail yürütüyor. Gün geçtikçe Ortadoğu’daki savaş da büyüyor. Ortadoğu’da değişimler yaşanıyor ve Ortadoğu, artık eskisi gibi olmayacak.” (https://www.rudaw.net/turkish/kurdistan/091120245)

PKK Liderleri; Murat Karayılan, Duran Kalkan, Cemil Bayık…
ABD, yakalandıklarında vereceğini söylediği ödül rakamları…

Bakın, Cemil Bayık; “Ortadoğu’da Büyük Ortadoğu Projesi (BOP) adıyla bir proje yürütül”düğünü söylüyor ve “Bunu kimin yürüttüğü belli; Amerika, İngiltere, İsrail yürütüyor.”, diyor. “Ortadoğu, artık eskisi gibi olmayacak”, diyerek de BOP’un sonuçlarını dile getiriyor.

“PKK Yürütme Komitesi Üyesi Duran Kalkan” da, 25 Aralık 2024’te yine; “örgüte yakın televizyon kanalında katıldığı programda Suriye, Türkiye ve Rojava Özerk Yönetimi’ne (Kuzey ve Doğu Suriye) ilişkin değerlendirmelerde bulun”arak şunları söylüyor:

“İran ve Türkiye’nin hedefte olacağını savunan Kalkan, ‘Bir taraftan hedef İran oluyor. İran’ın üzerinde kuşatma var. İran’a dönük baskılar daha çok artacak. Diğeri Türkiye’dir. Küresel tekelci sermaye sistemi Doğu Akdeniz’de denetimi kurmaya çalışıyor, enerji ve ticaret yolu temelinde. Dolayısıyla yol hazırlıyor. Bu yol temizliğidir. Suriye’deki durum da bir yol temizliğidir. Sıra Kıbrıs’a gelecek. Türkiye savaşın merkezidir’ yorumunda bulundu.” (https://www.rudaw.net/turkish/kurdistan/251220247)

Okuduğumuz gibi, PKK; BOP’u hazırlayanları, amaçlarını, sonuçlarını netçe, açıkça biliyor!

Yugoslavya, Irak, Libya ve Suriye’de sonuçlarını somutça, acı acı gördüğümüz gibi, sınırların değişmesi neyle ve nasıl oluyor?

Silahla, zorla, kanla ve gözyaşıyla!

Yüz binlerce, milyonlarca, on milyonlarca insanın tüm hayatının altüst edilmesi; milyonlarcasının ölmesi, milyonlarcasının sakat kalması, on milyonlarcasının yerinden yurdundan, vatanından edilmesiyle sonuçlanıyor!

Irak ve Suriye’nin ABD tarafından (ve tabiî ki aynı zamanda AB tarafından) BOP çerçevesinde saldırıya, işgale uğradığını ve buralarda şimdilik amacın hâsıl olduğunu, sıranın İran ve Türkiye’ye geldiğini netçe görüyor ve dile getiriyorlar.

PKK buna rağmen, BOP’un hayata geçmesinde aktif rol alıyor.

PKK bu durumdan rahatsız mı?

Hayır, bu durumdan rahatsız değiller. Bu durumu olumsuz bir durum olarak görmüyorlar. Aksine bu durumdan yararlanmak istiyorlar. Suriye’de kurdukları Devletçiği kalıcılaştırmak istiyorlar. Bunun için Şeytanla (ABD’yle, diğer Batılı Büyük Emperyalist Devletlerle) bile işbirliği yapıyorlar.

İşte sorun da tam burada başlıyor.

PKK, ABD’yi, Kahraman Gerilla Che’nin dediği gibi; “İnsan soyunun başdüşmanı” olarak görmüyor! Başhaydut Devleti olarak görmüyor! Kanlı Zalim olarak görmüyor!

PKK, ABD’yi; “uzaklardan gelen dost” olarak görüyor.

Ve ABD’nin; “sahadaki ortağı”, “yerel gücü”, “kara gücü” olmaktan rahatsızlık duymuyor.

ABD’nin yarı sarhoş, yarı sapık, cani, katil komutanları ve Conileriyle bir arada olmaktan, ABD Bayrağı altında ve ABD koruması altında savaşmaktan rahatsızlık duymuyor.

PKK; Laik, Yurtsever, Antiemperyalist, Meşru Beşşar Esad İktidarına karşı, ABD ve diğer Emperyalistlerle birlikte savaşmaktan rahatsızlık duymadı. Devrilmesinden rahatsız değil. Aksine, memnun.

Ve yeni iktidarla birlikte, Suriye’ye barışın geleceğini söylüyor.

PKK Ortaçağcı HTŞ ve diğer Ortaçağcı çetelerle birlikte “Yeni” bir Suriye kurmak istiyor. Yani Ortaçağcılarla birlikte olmaktan da rahatsız değil.

Okuyalım:

“Rejimin yıkılmasına ilişkin ‘Rejimin düşüşü tarihi bir adımdı. Yeni Suriye, BAAS partisi veya ideolojisi olmadan inşa edilmeli’ diyen Abdi, Esad ailesinin iktidardan uzaklaştırılmasının ardından din veya etnik kökenine bakılmaksızın tüm vatandaşlarına eşit davranan laik, sivil ve merkezi olmayan bir devlet kurulması gerektiğini söyledi.” (https://www.rudaw.net/turkish/kurdistan/03022025)

Olur! Emrin olur!

Başta HTŞ (içinde birçok çete var), SMO, TİP vb.leri olmak üzere bilumum Ortaçağcı çeteler de zaten tüm bu değerler için savaşıyorlardı(!) değil mi?

Sırf başka bir Dine, başka bir Mezhebe (Hıristiyan, Dürzi, Ezidi, Keldani, Alevi,) inandıkları için;

Başka bir ırktan (Türk, Kürt, Ermeni, Dürzi, Süryani) oldukları için;

İnsanları canice, alçakça, hiç acımadan katleden, hem de on binlercesini katleden ve hâlâ da katletmeye devam eden bunlar değildi öyle mi?

Kadınlar için köle pazarları kuran, kafa kesen, insanların bıçakla göğsünü yarıp ciğerlerini yiyenler, insanları diri diri (iki de Mehmetçiğimizi) yakan bunlar değildi öyle mi?

Kim yaptı peki bu kötülükleri?

Uzaylılar mı?..

Yapmayın, yemeyin bizi! Her şeyin de bir anhası minhası var yahu!

PKK liderlerinden Cemil Bayık; “Gün geçtikçe Ortadoğu’daki savaş da büyüyor. Ortadoğu’da değişimler yaşanıyor ve Ortadoğu, artık eskisi gibi olmayacak.”, der,

Duran Kalkan; “İran ve Türkiye’nin hedefte olacağını savun”ur veBu yol temizliğidir. Suriye’deki durum da bir yol temizliğidir. Sıra Kıbrıs’a gelecek. Türkiye savaşın merkezidir”, der,

Mazlum Abdi kalkar; “Suriye’ye dair vizyonumuz, tüm bileşenlerinin haklarını koruyan demokrasiye dayalı merkezi olmayan, laik ve sivil bir ülke”, der. (https://www.rudaw.net/turkish/kurdistan/03022025)

Ve Mazlum Abdi, tüm bunların gerçekleştirilmesini Ortaçağcılardan başka bir de kimden bekler?

ABD Emperyalistleri ve yayılmacı, işgalci, sapık Başkanları Trump’tan!

 “Demokratik Suriye Güçleri (DSG) Genel Komutanı Mazlum Abdi, ABD’nin 47’nci başkanı Donald Trump’ı yemin ederek göreve başlamasından dolayı sosyal medya üzerinden tebrik etti.

“Abdi, X platformundaki hesabından yaptığı İngilizce açıklamada, ‘Başkan Trump’ı tebrik ediyorum. Kuzeydoğu Suriye’de istikrarın sağlanması, terörün yenilgiye uğratılması ve barışın desteklenmesi konularında işbirliğinin devam etmesini umuyoruz. Birlikte, halklarımız için daha iyi bir gelecek inşa edebiliriz’ ifadelerini kullandı.” (https://manage.rudaw.net/turkish/kurdistan/1601202510)

Ve Mazlum Abdi, bir de kimlerden bekler?

AB ve İngiliz Emperyalistlerinden, Siyonist İsrail’den!

Onlar da karşılıksız bırakmaz Mazlum Abdi’nin çağrısını. Şöyle derler:

“Fransa ve Almanya’dan ortak açıklama: Kürt ortaklarımızın güvenlik çıkarları korunmalı

“04-01-2025

“Haber Merkezi – Fransa ve Alman dışişleri bakanlıkları, Suriye’nin yeni yönetimi ile yaptıkları toplantının ardından ortak bir açıklama yayımlayarak (…) ‘Fransa Dışişleri Bakanı Jean Noel Barrot ve Alman mevkiidaşı Annalena Berbock bugün Suriye Devlet Başkanı Ahmed Sera ile görüştü’ ifadesine yer verildi.

“Alman ve Fransa dışişleri bakanları ortak açıklamada Türkiye destekli silahlı grupların Demokratik Suriye Güçleri’nin (DSG) kontrolü altındaki bölgelere yönelik saldırılarına ilişkin ‘Suriye’nin kuzeyindeki çatışmaların sona ermesi’ gerektiği belirtilerek ‘Özellikle IŞİD’e karşı bizimle birlikte savaşan Suriye Demokratik Güçleri’ndeki Kürt ortaklarımız dahil tüm tarafların güvenlik çıkarlarını koruyan bir çözüm bulunması gerektiğini yineliyoruz’ çağrısı yaptı.” (https://www.rudaw.net/turkish/kurdistan/030120255)

Tabiî Mazlum Abdi, bu girişimleri yapan Alman Emperyalistlerine de selam vermemezlik etmez. Şöyle över onları:

“Mazlum Abdi: Almanya’nın tutumu büyük bir takdir ve saygıyı hak ediyor

“20-01-2025

“(…)

“Almanya Dışişleri Bakanlığı Ortadoğu ve Kuzey Afrika Ofisi Müdürü Tobias Tunkel, Demokratik Suriye Güçleri (DSG) Genel Komutanı Mazlum Abdi ile bir araya geldi.

“Görüşmenin ardından yapılan açıklamaya göre, yeni Suriye’de Kürt halkının haklarının korunması ve IŞİD’e karşı alınacak önlemler ele alındı.

“Almanya’nın rolüne övgüde bulunan Abdi, X hesabından yaptığı paylaşımda, ‘Almanya’nın Suriye halkına verdiği destek, özgürlük, demokrasi ve eşitlik temelli bir gelecek inşa etme çabalarına, tüm Suriye halklarının bu sürece katılımının sağlanması konusunda gösterdiği kararlılık, büyük bir takdir ve saygıyı hak etmektedir’ dedi.

“Abdi, ‘Aynı şekilde Almanya’nın, terörizme ve radikalizme karşı mücadelemize verdiği desteği ve tüm Suriye halkları için daha iyi bir gelecek inşa etme konusundaki rolünü çok önemli görüyorum’ ifadelerini kullandı.” (https://www.rudaw.net/turkish/kurdistan/200120255)

Alman Emperyalizmi ve “özgürlük, demokrasi ve eşitlik” öyle mi?

Yağcılığın bu kadarı da faza oluyor ama bunlar için normal…

Çünkü onlar; ar değil kâr dünyasında yaşıyorlar.

Ve Mazlum Abdi, Batılı Emperyalistlerin “arabuluculuk” desteğini, çabalarını, girişimlerini de şöyle anlatır:

Mazlum Abdi, Kürdistan Demokrat Partisi (KDP) Genel Başkanı Mesut Barzani ile;
Mazlum Abdi, ABD Merkez Kuvvetler (CENTCOM) Komutanı
General Michael Erik Kurilla ile…

“DSG Genel Komutanı Mazlum Abdi: ABD ve Koalisyon, DSG ile Şam arasında arabuluculuk yapıyor

“03-02-2025

“(…)

Demokratik Suriye Güçleri Genel Komutanı Mazlum Abdi AP’ye verdiği bir röportajda Suriye’deki son durum, Ahmed Şara’nın Cumhurbaşkanı seçilmesi ve Şam’dan ne talep ettiklerine dair açıklamalarda bulundu.

“(…)

“Koalisyon DSG ile Şam arasında arabuluculuk yapıyor”

DSG Genel Komutanı Mazlum Abdi, ABD, İngiltere ve Fransa dahil olmak üzere IŞİD Karşıtı Uluslararası Koalisyon içerisinde yer alan devletlerin DSG ile Şam’daki yetkililer arasında görüşmelere arabuluculuk yaptığını belirtti, ancak detaylara girmedi.” (https://www.rudaw.net/turkish/kurdistan/03022025)

Daha ne detayına girsin? Söyleyeceğini söylemiş Mazlum Abdi!

PKK-PYD liderleri yukarıdakileri der de DEM Partililer demez mi?

Der, der!

“DEM Parti’den Esenyurt’ta miting: Hatimoğulları Öcalan’ın mesajını okudu

“(…)

“02.02.2025

“DEM Parti Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları ve HDK Eş Sözcüsü Meral Danış Beştaş, Esenyurt’ta ‘Özgürlük İçin Barış’ mitinginde konuştu.

“Bugün barış için buluştuk, barışın sesini tüm dünyaya duyurmak için buluştuk” diyen Hatimoğulları’nın konuşmasından öne çıkanlar şöyle:

“(…)

“Suriye’de öz yönetimin statü kazanmasını engellemeye çalışıyorlar. Kuzey ve Doğu Suriye’den elinizi çekin, Rojava’dan elinizi çekin, Suriye’den elinizi çekin.”

Âmin!

“Bırakın Suriye halkları Kürdüyle, Türkmeniyle, Arabıyla, Dürzisiyle, Alevisiyle, Sünnisiyle kendi iradesini ortaya koyabilecek bir demokratik Suriye’yi inşa etsin.”

Âmin!

Elinizi oradaki Kürt halkından çekin, Alevilerin üzerinden çekin. (…)” (https://www.cumhuriyet.com.tr/turkiye/dem-partiden-esenyurtta-miting-hatimogullari-ocalanin-mesajini-okudu-2295521#google_vignette)

Âmin!

Başka ne denir bu sözlere?..

“Suriye halkları Kürdüyle, Türkmeniyle, Arabıyla, Dürzisiyle, Alevisiyle, Sünnisiyle kendi iradesini ortaya koyabilecek bir demokratik Suriye’yi inşa” edecekmiş öyle mi?

Yapma yahu!

Kimin sayesinde olacak bunlar?

ABD ve Batılı Emperyalistler sayesinde he mi!

Gülerler kedinin çamaşır yıkayışına…

Ya işgalci, talancı, yağmacı, kan içici, insanlık düşmanı Siyonist İsrail’in Suriye’yi işgaline ne diyor PKK-PYD-DSG Başkomutanı General Mazlum Abdi?

“Suriye ile İsrail arasındaki tüm sorunlar diyalogla çözülebilir”

“DSG Genel Komutanı, ‘İsrail’in işgal altındaki Golan Tepeleri’ndeki yerleşimini genişletme planı hakkında ne düşünüyorsunuz?’ sorusu üzerine, ‘Basından edindiğimiz izlenim ve İsrailli yetkililerin açıklamalarına dayanarak kendi güvenlikleri için bu adımları attıklarını söylüyorlar. Biz esas olarak Suriye’deki işgale karşıyız. Bu tüm ülke için geçerli, Suriye’nin toprak bütünlüğünden ve Suriye topraklarının birliğinden yanayız. Suriye ile İsrail arasındaki tüm sorunların nihayetinde diyalogla çözülebileceğini düşünüyoruz’ yorumunu yaptı.” (https://www.rudaw.net/turkish/kurdistan/191220241)

İsrail ve diyalog(!)

Açık ol be! Mert ol!

Aynıyız, de, ABD ve diğer Batılı Emperyalistlerle olduğu gibi İsrail’le de dostuz de!

Bir başka PKK lideri de işi daha da ileriye götürür. Rojava Özerk Yönetimi’nin korunması için Batılı Emperyalistlerden Uluslararası Güç talep eder.

“İlham Ahmed: ABD ve Fransa sınır bölgelerine asker yerleştirebilir

“09-01-2025

“Haber Merkezi – Rojava Özerk Yönetimi yetkililerinden İlham Ahmed, Türkiye destekli SMO ile DSG arasındaki çatışmayı durdurma çabaları kapsamında ABD ve Fransa birliklerinin Rojava’daki sınır bölgesini güvence altına alma konusunda görüşmeler yapıldığını söyledi.

“Türkiye’nin desteklediği Suriye Milli Ordusu (SMO) grupları Aralık 2024’ten Kasım’dan beri Demokratik Suriye Güçleri’nin (DSG) kontrolü altındaki bölgelere saldırılar düzenliyor.

“DSG ile SMO arasında Tişrin Barajı ve Karakozak Köprüsü civarında yoğun çatışmalar yaşanıyor. Türk Silahlı Kuvvetleri de bölgeyi ağır topçu atışları ve savaş uçaklarıyla bombalıyor.

“Fransız TV5 Monde’a televizyonuna konuşan İlham Ahmed, ‘ABD ve Fransa gerçekten de tüm sınırı güvence altına alabilir. Askeri koalisyonun bu sorumluluğu üstlenmesine hazırız’ dedi.

“Ahmed, ‘Fransızlardan, silahsızlandırılmış bölgenin güvenliğini sağlamak, bölgeyi korumamıza yardımcı olmak ve Türkiye ile iyi ilişkiler kurmak için sınıra asker göndermelerini istiyoruz’ diye konuştu.

“‘Fransa Türkiye’yi sınırda varlığını kabul etmeye ikna ederse barış sürecini başlatabiliriz’ diyen Ahmed, ‘Önümüzdeki haftalarda her şeyin çözüleceğini umuyoruz’ ifadelerini kullandı.” (https://www.rudaw.net/turkish/world/090120254)

İşe bak yahu!

Talebe, isteğe bak!

Şimdi bunu nasıl kabul edeceğiz? Nasıl doğru bulacağız? Haklı İlham Ahmed diyeceğiz? Haklı PKK-PYD diyeceğiz?

Dünyanın neresinde devrimci, halkçı, sosyalist olduğunu iddia eden bir hareket, emperyalistlerden sınır güvenliğini sağlamasını ister? İsteyebilir?

Ama bir kez saptınız mıydı, siyasi değerlerinizden vazgeçtiniz miydi arkası gelir. Artık her şey mubah olur sizin için.

Ve İlham Ahmed’in röportajında bir şeyi, bir kez daha netçe öğreniyoruz:

“Fransız bir yetkili, Fransa’nın daha önce SDG’ye verdiği destekten bu yana sahada düzinelerce özel kuvvet bulundurduğunu, Paris’in de silah ve eğitim sağladığını söyledi.” (https://www.rudaw.net/turkish/world/090120254)

Gördüğümüz gibi, PKK-PYD-DSG, etle tırnak gibi kaynaşmışlar Batılı Emperyalistlerle.

Ve en az 2 bin ABD askeri yanında, Fransa da yıllardır Özel Kuvvetleriyle PKK-PYD-DSG’yi koruyormuş!

Ve PKK-PYD-DSG’yi, sadece ABD’liler eğitip-donatmıyorlarmış. Fransa da eğitip-donatıyormuş… Ve tabiî Almanya, İngiltere vb.leri de eğitip-donatmış.

Ve Esad İktidarının düşürülmesinden, devrilmesinden bu yana, Türkiye’nin-AKP’giller’in, Rojava Yönetimi’ne yönelik bütün bağırmalarına, çağırmalarına, höykürmelerine, esip kükremelerine rağmen bir türlü davranışa geçmemelerinin/geçememelerinin ardında ne yatıyormuş?

Başta ABD olmak üzere Batılı Emperyalistlerin zorla uygulattıkları “Ateşkes” yatıyormuş.

“Kobani’ye saldırı planı var”

“Mazlum Abdi, Türkiye’nin desteklediği Suriye Milli Ordusu (SMO) gruplarının Kobani’ye saldırmak için hazırlık içinde olduklarını söyledi.

“TSK’nın da insansız hava araçları ile saldırılara destek verdiğini kaydeden Abdi, ‘Son günlerde Fırat Nehri’ni geçmeye ve Kobani’ye doğru hareket etmeye çalışıyorlardı. Güçlerimiz onları geri püskürttü. Yani, seferberlik var ve Kobani’ye saldırma planları var’ dedi.

“ABD biz ve Türkiye arasında arabuluculuk yapıyor”

“Endişelerinizi ABD’ye ilettiniz mi? Tepkileri ne oldu?” şeklindeki soruya Abdi, ‘Uluslararası koalisyon ve Amerikan güçleriyle yıllardır çalışıyoruz. Savunma Bakanlığı ve Dışişleri Bakanlığı’ndaki muhataplarımızla ve Beyaz Saray’la da çalışıyoruz, görüşüyoruz. Bu durum üzerinde çalıştıklarını, Türklere baskı yaptıklarını ve ayrıca Suriye-Türkiye sınırında herhangi bir ihlalin gerçekleşmesini engellemek için bizimle Türkiye arasında arabuluculuk yaptıklarını biliyoruz’ diye konuştu.

“Abdi, ‘Bu meseleyi diyalog yoluyla çözmek için ellerinden geleni yapıyorlar. Bu çabalar için minnettarız. Tüm bu sıkı çalışmaya rağmen hala kalıcı bir ateşkes yok. Şu anda bir haftadır devam eden ateşkes var. Ancak ortaklarımız aracılığıyla yapmaya çalıştığımız iki şey var: Birincisi kalıcı bir ateşkes sağlanması ve Türkiye’nin güvenlik endişelerinin giderilmesi’ diye ekledi.” (https://www.rudaw.net/turkish/kurdistan/191220241)

CNN Türk ve Hürriyet Gazetesi ABD muhabiri Yunus Paksoy, 16 Ocak’ta X’te aktarıyor ki;

“Trump’ın Dışişleri Bakanı adayı Rubio, Senato’daki onay duruşmasında:

“•Suriye’de yeni göreve gelenlerin ötesinde sizin de belirttiğiniz gibi Erdoğan ve onun niyetleri konusunda engeller var.

“•Şu anda Suriye’de Kürtlerle ilgili çok hassas bir ateşkes var, bunun sürdürülmesi önemli.

“•Erdoğan’a, bu duruşma aracılığıyla da olmak üzere, ABD’deki iktidar geçişini, şu anda yürürlükte olan anlaşmaları ihlal etmek için bir fırsat olarak görmemesi gerektiğini erkenden bildirmek önemli.

“•Suriye’de istikrar istiyoruz.” (https://x.com/yunuspaksoy/status/1879905053374328878?t=Jx7uwl1-ZvAqjCLdKa9j9A&s=03) demiş.

Yani, sakın ha Tayyip! demiş bir kez daha; “Aptallık etme. Sert adamı oynama”! Ortağıma dokunmaya kalkma!

Yoksa?

Sen bilirsün!

Yani iktidardan anında tepe takla gidersin. Nasıl getirdiysek öyle de götürürüz seni, diyor ABD Dışişleri Bakanı Rubio!

Kobane “Direnişi ve Zaferi” mi?

ABD ve Batılı Emperyalistlerin Güdümüne Giriş mi?

Ha bir de ne diyor yukarıdaki röportajında Mazlum Abdi, bir zamanki “Kobane Direnişi” ile ilgili. Okuyalım mı onu da? Hani Sevrci Sahte Solcuların, Stalingrad Direnişi’ne benzettikleri, öve öve bitiremedikleri Kobane Direnişi ile ilgili:

“ABD ile işbirliğimizi ve ilişkimizi Kobani’den başlattık”

“Abdi röportajın sonunda, ‘Şu anda Suriye’de savaş ve çatışma yok, ancak Kobani riskli bir durumda. ABD yetkililerinin ve mevcut ABD yönetiminin Türkiye üzerinde gerekli ve yeterli baskıyı uygulayarak Kobani’ye saldırmalarını engellemelerini ve kalıcı bir ateşkes sağlamalarını bekliyoruz. ABD ile işbirliğimizi ve ilişkimizi Kobani’den başlattık ve oradan IŞİD’in fiziksel yenilgisiyle taçlandırılan başarılı bir operasyon yaptık. Şimdi, bu sembolik şehir tehdit altında ve ABD’nin onu koruması da ahlaki bir görev’ değerlendirmesinde bulundu.” (https://www.rudaw.net/turkish/kurdistan/191220241)

Demek ki neymiş gerçek?

Kobane, ABD Conileriyle beraber, Fransız Özel Kuvvetleriyle beraber (ve İngiliz, Alman vb. emperyalistlerin Özel Kuvvetleriyle beraber) ve onların komutasında kurtarılmış!

2024 Kasım ayında, “Kobane Direnişi ve Zaferi”nin 10’uncu yıldönümünü kutladılar bilumum Amerikancı Kürt Hareketleri ve Türkiye’de onların yörüngesindeki Sevrci Sahte Solların tümü…

Bütün bu olup bitenlere ne diyeceğiz kısaca?

Usta’mız Hikmet Kıvılcımlı’nın dediğini:

Reelpolitika gözüm  reelpolitika …

Kürt Halkının Gerçek Kurtuluşunu ABD Emperyalistleri ve

Diğer Batılı Emperyalist Devletler Sağlamaz!

 Gerçek Çözüm; Devrimci Çözümdür!

Bir kez şu gerçekliği, her ne kadar PKK bu gerçekliği artık asla görmek istemiyorsa da, hiç göz önünden çıkartmayacağız:

Ne ABD ne de diğer Batılı Emperyalist Devletler, Tarihlerinin hiçbir döneminde, halklara “demokrasi”, “özgürlük”, “eşitlik”, “kardeşlik” getirmemişlerdir. Onlar kendilerini “uygar”; diğer halkları da “barbar”, “vahşi” olarak görmüşler ve onların ülkelerinin yeraltı ve yerüstü servetlerini yağmalamak için kana ve ateşe boğmuşlardır. Hangisine bakarsanız bakın gerçeklik budur…

O yüzden Batılı Emperyalistler hiçbir ulusun, üstelik de Demokratik bir talep olan; Kendi Kaderlerini Tayin Hakkını tanımamışlardır, kabul etmemişlerdir.

Şimdi Kürt Ulusunun Birliğini ve Ayrı Devlet Kurma Hakkını savunuyor görünmeleri de o halklara duydukları sempatiden değil, çıkarları öyle gerektirdiği içindir.

İşte ABD’nin BOP’unun amaçlarından biri de budur. On yıllardır da bunu hayata geçirmek için çaba sarf etmektedirler.

Bölgemizde BOP’a gerçek anlamda karşı çıkmayan, “Katil ABD, Ortadoğu’dan Defol!” diyemeyen hiçbir hareket, devrimci hareket olamaz. Ne söylerse söylesin, ne yazarsa yazsın…

Ve ne yazık ki, 4 parçaya bölünmüş Kürt Halkının, bugün için gerçek kurtuluşunu sağlayacak bir devrimci hareket 3 parçada yoktur. Bunun nasıl gelişeceğini zaman gösterecektir.

Kürt Halkının bir parçasının yer aldığı Türkiye içinse Gerçek Devrimci Çözüm, Halkın Kurtuluş Partisi tarafından net bir şekilde ortaya konmuştur.

Kürt Hareketi, meşru Beşşar Esad iktidarıyla (ki Beşşar Esad, gecikerek de olsa bu yönde çağrılar yaptı, antiemperyalist, laik bir Suriye için) birlikte çalışabilirlerdi. Aynı zamanda Rusya ile de birlikte davranabilirlerdi. ABD ve Batılı Emperyalistlere, Ortaçağcılara karşı durabilirlerdi. Yapmadılar. Onlarla işbirliğini tercih ettiler. Kısa vadeli çıkarları için, Amerikancı Kürt Hareketi olmayı tercih ettiler…

Biz Türkiye’deki Gerçek Devrimciler, Proletarya Sosyalistleri olarak bugün için; Eşitlik ve Özgürlük temelinde yukarıda işaret ettiğimiz Devrimci Çözümü yani Türk-Kürt Halk Cumhuriyeti’ni hayata geçirmek için savaşıyoruz.

Biz, Halkların Devrimci gücüne inanıyoruz.

Biz, Marksizm-Leninizmin yüce ideolojisi çerçevesinde ve onun emrettiği doğrular etrafında bir savaşı sürdürüyoruz.

6 Şubat 2024