Site rengi

Tasarım

Tazminat hakları gasp edilen Yiğit Uzel Makine ve Neo Trend İşçilerinin Parababalarına ve Sarı Sendikacılığa karşı mücadeleleri Nakliyat-İş önderliğinde sürüyor!

07.11.2021
703
A+
A-

Parababalarının azgın sömürü düzeninde hakları gasp edilen, Sarı Sendikacıların ihanetine uğrayan, 14 yıldır hak arama mücadelesi veren, 35 aydır DİSK/Nakliyat-İş önderliğinde eylemden eyleme koşan, 421 gündür Direniş Çadırında destan yazan Yiğit Uzel Makine İşçilerinin kararlı mücadelesi tüm engelleme girişimlerine, tüm tehditlere rağmen aralıksız sürüyor!

Pandemi döneminde bir hırsız gibi Neo Trend Tekstil Fabrikası’nı boşaltarak kaçan Parababası Kâzım Akbulut’un tazminat haklarını ve diğer alacaklarını gasp ettiği Neo Trend İşçileri de aynı kararlılık ve azimle DİSK/Nakliyat-İş Sendikası önderliğinde yiğitçe mücadelelerine devam ediyorlar.

Kurtuluş Yolu Gazetesi olarak Yiğit Uzel Makine ve Neo Trend İşçileriyle yaptığımız röportajı aynen yayımlıyoruz.

***

Bir destandır Uzel Makine Direnişi!

Kurtuluş Yolu: Merhabalar. Kurtuluş Yolu Gazetesi olarak öncelikle Nakliyat-İş önderliğindeki destansı Direnişinizi kutluyor, fedakârca sürdürdüğünüz mücadelenizde başarılar diliyoruz. Buyurun, söz sizde.

Mevlüt Aydoğan:  Adım Mevlüt Aydoğan. 36 senedir Uzel’de çalışmışlığım var. 2008 senesinde burası kapandı. O zaman Türk Metal Sendikası vardı. Türk Metal Sendikası bize vaatlerde bulundu burası kapanırken. “Sizin 6 ay içerisinde bütün tazminatlarınızı alacağız”, diyerek namus ve şeref sözü verdi bize. O günden beri de şu anda Türk Metal Sendikası’nın ne uğradığı var ne gördüğü var…

Sağ olsun Nakliyat-İş Sendikası Başkanı vesile oldu işte. Ali Rıza Küçükosmanoğlu, o bize sahip çıktı. Bizden hiçbir şey beklemedi, ne aylık olarak, ne ödenek olarak. Bizi bugünlere kadar getirdi. Sağ olsun, var olsun. Söyleyeceklerim bunlar.

***

Kurtuluş Yolu: Teşekkür ediyoruz, sağ olun.

Buyurun sözü size bırakalım.

Haşmet Gün: İsmim Haşmet Gün, yaklaşık 19 yıl çalıştım Uzel Makina Sanayi Anonim Şirketi’nde.

Kurtuluş Yolu: Parababaları tarafından haklarınız 14 yıl önce gasp edildi. Sarı Sendikacıların ihanetlerine uğradınız. Bu süreçte ne gibi sıkıntılar yaşadınız?

Haşmet Gün: 2008’de burası kapandı. Bu fabrika kapandıktan sonra çok eziyetler çektik, çok arkadaşımız banka faizlerine battı, kimi arkadaşlarımız aramızdan ayrıldı. İntihar edenler var, üç dört arkadaşımız. Ailesi yuvası yıkılanlar var, tedavi göremeyip parasızlıktan eşini kaybedenler var. Yani kendimiz de çok borç harç işine girdik, kredi kartlarına battık, faizlerle boğuştuk. Yani 14 yıldır haklarımızı alamıyoruz…

Yaklaşık 11 yıl Türk Metal Sendikası bizi kandırdı. Bugün alacağız, yarın alacağız, gittik geldik, gittik geldik. Bizim gazımızı alıp gönderdiler oradan affedersiniz.

Ama ondan sonra arkadaşlar olarak, biz burada güvendiğimiz arkadaşlar Fuat Başkan olsun, diğer arkadaşlarımız 10 kişilik bir komite kuruldu. Bir de Nakliyat-İş Sendikası Başkanı Ali Rıza Bey ve ekibine çok teşekkür ederiz, adam gibi adam çıktı. Allah utandırmasın inşallah hepimizi de. Bize sahip çıktı, bizim izinlerimizi o alıyor, destek veriyor, yani bizim duamız o adama yeter, Allah razı olsun.

Komitemizde güvendiğimiz arkadaşlarla yola devam ediyoruz. Kemik kadro kaldık burada, yani 150 kişilik gibi bir kadromuz var. Güvenen arkadaşlar sonuna kadar mücadele edeceğiz, çocuk çoluğumuzun hakkını kimse yiyemez! Burada cesetlerimiz çiğnenmeden bir çivi dahi çaktırmayacağız, diyor başkanlarımız. Biz başkanlarımızın arkasındayız; cesetlerimiz çiğnenmeden, bizim paramızı vermeden kimse buraya bir çivi dahi çakamaz. Bu şekilde mücadelemize devam ediyoruz.

Kurtuluş Yolu: Son olarak Türkiye İşçi Sınıfına vermek istediğiniz bir mesaj var mı? Tüm işçilere sizin mücadeleniz bir örnek oldu sonuçta.

Haşmet Gün: Türkiye İşçi Sınıfına şöyle vermek istediğim mesaj: Bu gibi mücadelelere kulak versinler bir. Bir ikincisi, Türk Metal Sendikası çalışırken iyi, aidatları alırken iyi, güzel… Türk Metal Sendikası gibi büyük bir sendika. 1990’da yapılan grevde “Uzel İşçisi benim kalem oldu” dedi.

Hani kalen senin?

O grevde aldığımız zamlar, güzel zamlar oldu. Uzel benim kalemdi, dedi. Şimdi bize sahip çıkmadılar. 14 sene geçti büyük bir sendika istese bence koparır alırdı istediği gibi haklarımızı.

Diyeceğim, düşenin dostu olmuyor… Onlar da bilmiyorum çalışırken iyiler, çalışmaz iken böyle kapanan yerlerde satışa getiriyorlar herhalde, benim görüşüm bu. Bizim burada da Uzel, patron, işte diğer kısımlar hepsi üzerimizden rant yaptılar. Bizim çocuk çoluğumuzun geleceğiyle oynadılar, işin Türkçesi. Çok derinlere girmiyorum, kimileri çocuklarını okutamadılar, yeterince anlatabiliyor muyum? Böyle durumlarımız var. Çok eziyetler çektik, psikolojimiz bozuldu, kafayı sıyıran arkadaşlarımız oldu.

Kurtuluş Yolu: Ama buna rağmen mücadeleye devam ediyorsunuz…

Haşim Gün: Sonuna kadar gideceğiz. Bizim davamız ekmek davası, başka bir şey değil…

Biz bu işin işine girdiğimiz için, girmeyen düşmeyen insan bilmez bunu, dışarıdan hoş gözükür veya ne yapıyor bu insanlar, derler. Ama biz koskocaman Uzel Makine Sanayi Anonim Şirketi dünyada ilk 10’a giriyor, ilk 10’un içinde de 5’e giriyor, 126 tane ülkeye traktör veriyorduk biz. Yani şu aşamadaki olayımız, biz bir çadır kurduk, çadırda nöbetlerimiz 24 saat devam ediyor, paramızı almadan da buradan bu çadırı kaldırmayacağız.

Kurtuluş Yolu: Evet, çok teşekkür ederiz sağ olun, kararlılığınızla Türkiye İşçi Sınıfına örnek oluyorsunuz.

Haşim Gün: Biz teşekkür ederiz, saygılar.

***

Kurtuluş Yolu: Buyurun, siz neler söylemek istersiniz?

Ahmet Akgül: Ben Ahmet Akgül.

Kurtuluş Yolu:  Kaç yıl çalıştınız Uzel’de?

Ahmet Akgül: 86’dan 2008’e, 21 yıl küsur var.

Kurtuluş Yolu: Ahmet Bey, az önceki arkadaşlarınız Nakliyat-İş’le birlikte hak arama sürecinin nasıl farklı bir aşamaya sıçradığını anlattılar. Bu süreçte başka kimlerden destek gördünüz?

Ahmet Akgül: Şimdi biz yola çıkarken tek başımıza çıktık ama bundan sonra sağ olsun Ali Rıza Başkan’la bizim yolumuz kesişti. Aynı zamanda bizim Direnişimizin başından beri Halkın Kurtuluş Partisi devamlı bizim yanımızda. Yani daha ben onun haricinde bize o kadar büyük destek veren bir Parti olsun, siyaset dışı olsun, örgütler olsun hiçbir örgüt görmedim. Hiç kimse bize Halkın Kurtuluş Partisi kadar bir destek vermedi, onlara canı gönülden teşekkür ederiz, Ali Rıza Başkan ve Halkın Kurtuluş Partisi’ne.

Biz bu yola çıkarken dedik yani böyle bir amacımız var, belli.

Ne yaptık?

Komite kurduk, komitenin etrafında adamları topladık bizim yürüyüşümüz orada başladı, 4 yıl oldu. Bunun son 421 günü çadırda… Yani 421 gündür 7/24 Uzel’in önünde bekliyoruz. Bize bir siyasi destek, ufak tefek geliyordu, seçim zamanı geldi formaliteden oy için. Ama Halkın Kurtuluş Partisi’nin böyle bir beklentisi olmadığını biz hissettiğimiz için, bizim için daha iyi oldu. Biz kendimizden biri gördük, mücadelemize güç kattılar, biz onlardan güç aldık, onlar bizim yanımızda oldular. Bu yönde bizim herhangi bir şeyimiz yok, onlara minnettarlığımız var yani, başka bir şeyimiz olamaz. O konuda sıkıntımız yok yani. Birileri rahatsız olsa da biz rahatsız olmuyoruz çünkü bizim mücadelemize destek veriyorlar.

Kurtuluş Yolu: Teşekkür ederiz, son bir cümleyle Türkiye İşçi Sınıfına ne söylemek istersiniz?

Ahmet Akgül: Türkiye İşçi Sınıfına bir cümlede şunu söylerim: Örgütsüz hiçbir mücadele kazanılmaz, kazanacaksanız örgütlü kazanacaksınız.

Kurtuluş Yolu: Çok Teşekkür ederiz, sağ olun. İşçi Sınıfımıza örnek olan mücadelenizde bir kez daha başarılar diliyoruz.

Ahmet Akgül: Rica ederim.

***

Neo Trend Direnişçileri: “Direnmek kutsaldır!”

 

Kurtuluş Yolu: Mehmet Bilal Bey, az önce Hummel Mağzası önünde yaptığınız coşkulu konuşmadan dolayı sizi kutlayarak başlamak istiyoruz. DİSK/Nakliyat-İş Sendikası öncülüğünde bu yılın Temmuz ayından beri kararlı bir Direniş sürdürüyorsunuz. Haklarınızın gasp ediliş sürecini kısaca anlatabilir misiniz?

Mehmet Bilal Doğan: Yılların tekstil işçisiyim. En son çalıştığımız fabrikamız Neo Trend Tekstil’de gece gündüz çalışıyorduk, işlerimiz çok iyiydi. Avrupa’nın en iyi şirketlerine ortaklık yapıyorduk. Bu pandemi bahanesiyle patronumuz bizi 2 aylığına izne çıkardı. İşçilerime bir şey olmasın, dedi.

Bu iki ay 14 ay oldu. Ama Başkanın (Ali Rıza Küçükosmanoğlu kast ediliyor – K. Y.) dediği gibi planlı bir şekilde bu pandemi de bahane oldu şirketi satmak için, boşaltmak için, işçilerin hakkını ödememek için. Bütün haklarımızı gasp etti. Kendisine ulaştığımda, benden para istemeyin param yok diyor. İflas ettim yalanına başvurdu. Biz bunu öğrendik, bütün mal varlığını ikinci, üçüncü, dördüncü şahıslara aktarmış.

Biz de tam 120 gündür direniyoruz haklarımızı alabilmek için.

Kime karşı?

Çalıştığı mağazalara karşı. Hummel Mağazalarına, Next Sourcing şirketine karşı. Devamlı şirketin önünde eylem yapıyoruz. İki şirket de ödeyeceğiz diyorlar, top çeviriyorlar ama bizi oyalama taktiğine başvuruyorlar. Biz İşçi Sınıfı örgütlü olamayacağımızı zannettiler, mücadele etmeyeceğimizi zannettiler, bizi cahil zannettiler ama durum öyle değil. Biz mücadele edeceğiz haklarımızı alana kadar. “Hak verilmez, hak alınır” diye bir söz vardır. Biz bu mücadelemize devam edeceğiz, söyleyeceklerim bu kadar.

Kurtuluş Yolu: Evet, teşekkür ederiz. Bir şey daha: Bu süreçte Nakliyat-İş’in nasıl bir katkısı oldu, onu da bir kısaca özetleyebilirseniz…

Mehmet Bilal Doğan: Biz yola çıkarken sudan çıkmış balık gibiydik. Avukatlara gitsek para isteyecekler.  Hukuk Bürosuna gittik sağ olsun davamızı üstlendiler. Ama onlar dedi; davayla, mahkemeyle bu iş olmaz, mücadele edeceksiniz.

Kimin yanında mücadele edebiliriz, kimi yanımıza alabiliriz, hangi sendikayı alabiliriz?

İşçisini satan şerefsiz sarı sendikalara değil,  şerefli sendikaya gideceğiz: O da Nakliyat-İş. Zaten yıllardır Ali Rıza Ağabey’i tanıyordum. Gittik ona, bizi sahiplenir misin, bize bir abilik yapar mısın, dedik. “Ne demek… Biz bütün İşçi Sınıfını sahipleniriz”, dedi.

Sağ olsun, var olsun, mücadelemizde her zaman yanımızda oldular. Kendilerine teşekkür ediyoruz, Nakliyat-İş’e, Ali Rıza Küçükosmanoğlu’na ve yönetimine.

Kurtuluş yolu: Teşekkür ederiz.

***

Kurtuluş yolu: Neo Trend Direnişi aynı zamanda bir kadın direnişi. Şimdi de söz kadın direnişçi arkadaşımızda. Sizi tanıyalım, bir kadın işçi olarak, direnişçi olarak neler söylemek istersiniz?

Nuray Öztürk: Ben Neo Trend işçilerinden Nuray Öztürk,  işten çıkarılan 104 işçiden biri de bendim. Biz 1 Temmuz’da çıkışımız verildiğinden bu yana eylemlerle her hafta protestoya katılıyoruz, protestolarımız devam ediyor, devam edecek.

Çünkü biz hakkımızı istiyoruz, bunun için uğraş veriyoruz, yani direniyoruz. Ali Bey’e teşekkür ediyorum buradan bizimle ilgilendiği için.

Kurtuluş Yolu: Peki bu mücadele size neler kattı?

Nuray Öztürk: Ben daha önce hiç böyle eylemlerde, protestolarda falan bulunmadım ama insan hakkını ararken desteği oluyormuş, yani gördük. Nakliyat-İş’e teşekkürler. Aslında Bilal Ağabey benim söyleyeceğim her şeyi söyledi yani.

Kurtuluş Yolu: Nakliyat-İş birden fazla direniş, mücadele yürütüyor. Onlardan da destek geliyor tabiî…

Nuray Öztürk: Evet, birçok bizimle beraber direnen işçiler de var. Uzel İşçileri falan hep yanımızdalar, Pegasus İşçileri, onlara da teşekkür ediyoruz, elimizden geldiğince.

Mehmet Bilal Doğan: İşte örgütlü olma, mücadele budur işte. Halkın Kurtuluş Partisi olsun, Nakliyat-İş olsun, diğer küçük sol örgütler olsun, sendikalar olsun bizi yalnız bırakmıyorlar. Siz var olun, sağ olun. Eğer Nakliyat-İş’le biz yürütmemiş olsaydık size yemin ederim polis bize hiçbir basın açıklaması yaptırmazdı. Biz sendika arkamızda olduğu için cesaretimizi alıyoruz özellikle.  Küçük bir sendika olmuş olsa, sarı sendika olmuş olsa on kere bizi satmışlardı, çünkü her yer polis. Ben bunu geçmişten biliyorum. Geçmiş davalarımdan da biliyorum. Ali Rıza Bey’le, Nakliyat-İş’le yola çıktığımıza seviniyorum yoksa bu arkadaşların çoğu örgütlü mücadeleden gelen insanlar değil, sınıf bilincini bilmiyorlar. Ne zaman Kâzım Akbulut bunları yüz üstü bırakınca demek ki sınıf mücadelesinin şart olduğuna karar verdiler. Biz 104 kişiden yalnızca 34 kişi direniyoruz. 34 kişi de yeter bize, fark etmez. Direnmek kutsaldır!

Kurtuluş Yolu: Çok teşekkürler. Türkiye İşçi Sınıfına bir cümleyle mesaj iletmek isterseniz ne dersiniz?

Mehmet Bilal Doğan: Her zaman söylüyorum basın açıklamasında: Örgütlenin, sendikalaşın, örgütlü mücadelede birlikte mücadele edersek daha büyük güç oluruz.

İşçiyiz, haklıyız, kazanacağız!

Nuray Öztürk: Kurtuluş yok tek başına, ya hep beraber ya da hiç birimiz, diyorum ben de.

Kurtuluş Yolu: Kurtuluş Yolu Gazetesi olarak çok teşekkür ederiz sağ olun. Sizleri başından beri yalnız bırakmadık, bundan sonra da bırakmayacağız. Mücadelenizde başarılar diliyoruz.