Site rengi

Tasarım

Ateş hırsızları: Nuriye ve Semih

03.08.2017
913
A+
A-

Prometheus çağlar öncesinde özgürlük ve adalet adına aydınlık ve uygar bir dünya kurmak için Tanrısal düzene kafa tuttu. Bugün benzer bir direnişi işlerini ve onurlarını geri isteyen Nuriye ve Semih sürdürüyor.

Çünkü bir kez daha ateşi çalma cüretini gösterdiler. Ölümsüz dirençle ellerinde tutukları adalet meşalesi ülkemizin üzerine çöken karanlığı aydınlatıyor. Tıpkı Prometheus’un Olympos Dağından çaldığı ateşle insanlığı kurtarması gibi.

O ateş ki, o gün bugündür zalimlerin saltanatını yakıp kavurmaya devam ediyor.

Ne yazık ki, ülkenin onuru iki insanın omuzlarında yükseliyor. İşkence, tutsaklık korkutmuyor bu cesur yürekleri. Aksine zalime karşı direnmenin inanılmaz hafifliğini yaşıyor bedenleri. Açlık grevindeki genç devrimcilerin kararlılığı karşısında “Saray Firavunu” ise iyice çaresizliğe sürüklendi. Öyle ki en son İçişleri Bakanlığı bir kitapçık yayımladı. Nuriye Gülmen ve Semih Özakça, haklarında açılmış ve karara bağlanmamış davalar delil gösterilerek “terörist” ilan edildiler. Artık “Saray Teröristi” çaresizliğin dayanılmaz sancısı içinde ne yapacağını bilemez şekilde kıvranıyor.

İşte efsane tam da burada başlıyor. Prometheus Tanrılardan ateşi çalıp insanlara vermiş vermesine ama Tanrıların öfkesi hiç dinmemiş.

Bugün yaşananlar Nuriye ve Semih’te vücut bulan adalet ve özgürlüğe karşı Tanrıların dinmeyen öfkesidir.

İlk devrimci ateş

Tanrıların insanlara yönelik hükümlerinin gittikçe kötüye gittiğini gören Prometheus, Tanrılardan ateşi çalarak insanlara vermiş ve Tarihin ilk devrimci ateşini yakmıştır.

Bedelini, bir kayaya bağlanarak kartal tarafından ciğerinin yenmesiyle ödeyen ateş hırsızının başlattığı mücadele o günden bu yana hiç bitmedi.

Tarihin her döneminde zulme baş eğmeyen binlerce Prometheus yaşadı ve o ateş hep yanmaya devam etti.

Bugün aramızda baskılara, hukuksuzluğa itiraz eden binlerce Prometheus var.

Artık ateş çalınmıştır bir kere Tanrılardan ve insanlığın eline geçmiştir.

2700 yıl öncesinde ağır işkenceyle dolu 30 yıl geçiren Prometheus şunu haykırmıştır:

“Zeus tahtından inmedikçe benim işkencelerimin sonu yoktur.”

Devrimci Prometheus’un bize anlatmak istediği şudur aslında.

“İnsanlık özgürlük yolunda sonuna kadar mücadele etmelidir.”

Bu efsane Tarih boyunca Tanrısal güçleri elinde tuttuğunu söyleyen iktidarlara karşı insanlığı daha güzel yarınlara kavuşturmayı isteyen devrimcilerin sesi olmuştur. Aydınlığın ve uygarlığın simgesi sayılan ateşin insanlığın eline geçmesiyle başlayan bu devrimci mücadele, insanların kendi yapıcı ve yaratıcı güçlerinin farkına varmalarıyla taçlanmıştır.

Artık insanlık Prometheus’un önderliğinde Tanrısal gücü elinde tutan kirli iktidarlara karşı direnecek ve sömürü olmayan, eşit, barış içinde bir dünya kurup özgürlüğünü kendi elleriyle kazanacaktır.

Onurlu direnişlerini sürdüren Nuriye ve Semih yoldaşlar ile ateşi çıplak elleriyle tutan savaşçıları en güzel Can Yücel anlatsa gerek.

 

purometos, bir hırsız

tanrıları soymuş,

ateşi çalmış

yanar gazı,

sen misin purometos!..

kafkas dağlarında bir

kayaya çakılmış,

karaciğerine de iki kartal,

vur, allah vur!..

mustafa kemal’den önce, ilk

kemalistti kendisi, belki de siroz

prometos

 

Selam Olsun Bizden Önce Geçene

Selam Olsun Savaşırken Düşene…

 

Ankara’dan Bir Yoldaş