Çocuk İşçiliği, Kanayan Yaramızdır…
Ülkemizde Çocuk İşçiliğinin en yaygın olduğu şehirler Güneydoğu şehirleri olarak biliniyor. Tekstilde, konfeksiyonda, tarımda, baklava üretiminde, pide fırınlarında ve oto sanayi sitelerinde 15 yaşından küçük çalışan çocukları görebiliriz. Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO); 15 yaşından küçükleri Çocuk İşçi, 15-18 yaş arası işçileri Genç İşçi olarak adlandırmaktadır. Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi’ne göre de Çocuk İşçiliği, 18 yaşının altındakilere fiziksel, mental, ahlâki açıdan zarar veren ve onları eğitimden yoksun bırakarak zedeleyen, istismar eden bir çalıştırma biçimi şeklinde ifade edilmektedir.
ILO verilerine göre; üçte ikisi Asya’da olmak üzere yaklaşık 250 milyon çocuk çok kötü koşullarda çalıştırılıyor. Gelişmekte olan ülkelerde 5–14 yaşları arasında bulunan 250 milyon çocuk işçinin 120 milyonu tam gün çalışıyor. Bu çocuk işçilerin yüzde 61’i Asya (en çok Asya–Pasifik bölgesinde), yüzde 32’si Afrika ve yüzde 7’si Latin Amerika’da bulunuyor.
Türkiye gündemine uluslararası projelerle giren çocuk işçiler, 1999’da İtalyan Benetton tekstil şirketinin Türkiye’deki fason üretimlerinde de tartışılmıştı. Benetton’un Türkiye’deki ortağı, bir zamanların TÜSİAD Başkanı Parababası Cem Boyner, fason üretim yaptırdığı işletmelerde çocuk işçi çalıştırıldığı iddiaları karşısında zor durumda kalmıştı. AB ülkelerinde tüketicilerin çocuk işçilerin ürettiği malları protesto etmesi, İtalya’daki Benetton yetkililerini ve Türkiye’deki ortaklarını harekete geçirmişti.
Devlet İstatistik Enstitüsü (DİE)’nin 1999’da yaptığı araştırmaya göre: çocuk istihdamının yoğun olduğu iller arasında Mardin, Siirt, Kahramanmaraş, Şanlıurfa, Gaziantep bulunuyor. 12-14 yaş grubu erkek çocukların yüzde 6.4’ü kırlarda, yüzde 1.9’u ise kentlerde çalışıyor.
Uzmanlar, işçi çocuk sayısında erkeklerin fazla olmasını, eğitim sisteminin dışında kalma oranlarının yüksek olmasıyla ilişkilendiriyor. Çocuk işçiler, en çok sırasıyla; tarım, sanayi, ticaret ve hizmet sektörlerinde çalıştırılıyor. 2010 yılındaki SGK verilerine göre çocuk işçilerin başına en çok iş kazası Güneydoğu illerinde geliyor. 2010 yılında SGK tarafından aylık bağlanan sakat çocuk işçi sayısı Diyarbakır’da 3980, Şanlıurfa’da 3789, Gaziantep’te 1803, Mardin’de 1668, Batman’da 1447, Şırnak’ta 1142 ve Adıyaman’da ise 1077 olmuştur.
Gerçek işsizlik oranlarının yüzde 20’lerde olduğu ülkemizde çocuk işçiliğinin bu kadar yaygın olması, Parababalarının aşırı kâr hırsına bağlıdır. Sendikasız olmanın yanı sıra, çocuk işçiler sigortasız olarak da çalıştırılmaktadır. Sigortasız işçi çalıştırmak yasalarımıza göre suç olmasına rağmen, gerekli denetimler kamu yöneticileri tarafından yapılmamaktadır. Çıkarılan bu yasal düzenlemeler kâğıt üzerinde kalmaktadır. Öte yandan ücretini alamadığı için meydana çıkan işçi polis şiddetiyle karşı karşıya kalmaktadır. Okulda okuması gereken, gerektiğinde mesleki-teknik eğitimi de okulda alması gereken çocuklarımızın, çıraklık vb. denilerek işçi olarak, hem de ağır işlerde çalıştırılması gitgide artan bir durumdur. Asgari ücretle geçinen bir baba, çocuğunun işçi olarak çalışmasına göz yummak zorunda bırakılmaktadır.
Hayatı başta İşçi Sınıfımız olmak üzere tüm halkımız için cehenneme çeviren Parababaları düzenine son vermedikçe, çocuklarımız da ezilmeye mahkûm bir şekilde yaşayacaklardır. İşte bu düzene son vermek için tüm halkımızı Halkın Kurtuluş Partisi etrafında örgütlememiz şarttır. Başka çıkar yolumuz yoktur.
Gaziantep’ten
Kurtuluş Partili Bir Eğitimci