“Çölün Gelini” artık özgür
Palmira’nın kurtuluşu, özgürlüğü, Suriye Ordusu’na, Suriye Halkına ve Suriye’nin meşru Beşşar Esad yönetimine büyük bir moral destek sağlamıştır.
Sadece moral değer değil, stratejik öneme sahip bir bölge olması açısından da büyük bir askeri başarı olmuştur. Ve IŞİD açısından ise en büyük askeri ve moral kayıp olmuştur. Palmira’nın kurtuluşunun böylesine büyük bir önemi vardır savaş açısından.
“Çölün Gelini” ya da “Çölün İncisi” diye de bilinen Antik Palmira (Palmyra) Kenti’nin de bağlı bulunduğu Tedmur, Ortaçağcı IŞİD’lilerden geri alındı, kurtarıldı geçtiğimiz günlerde, Rus savaş uçaklarının ve Hizbullah ve Iraklı milislerin de desteğindeki Suriye Ordusu tarafından.
Hatırlayacağımız gibi, UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde yer alan ve Antik dünyanın en önemli kalıntılarından birisi olan Tarihi Palmira Antik Kenti, geçtiğimiz mayıs ayında IŞİD tarafından ele geçirilmişti. Antik Kenti ele geçiren İnsanlık ve Tarih düşmanı IŞİD’liler, Kent’teki Bel Tapınağı ve Zafer Takı’nı ve dünyaca ünlü Aslan Heykeli gibi birçok antik eseri yok etmişti. Bombalarla, balyozlarla tarihi eserleri parçalamışlar, bir kısmını da satmışlardı. IŞİD’liler özellikle Antik Kent’te olduğunu düşündükleri, altınların ve mücevheratın peşine düşmüşlerdi.
Palmira Tarihi Eserler ve Müzeler Dairesi Başkanlığı görevini yürüten 82 yaşındaki Arkeolog Halid Esad ise, işgalden önce, ömrünün elli yılını verdiği Antik Kent’teki önemli eserlerin bir kısmının Suriye’nin güvenli bölgelerine gönderilmesi için çaba harcamış, gönderilemeyenleri ise sadece kendisinin bildiği yerlere gizlemişti. Ve Antik Kenti terk etmemişti öldürüleceğini bile bile.
İşte bunu bilen canavar IŞİD’liler, bu bilgileri almak için 1 ay boyunca işkence ettikleri Halid Esad’dan bir tek sözcük bile alamamışlar ve sonunda onu katletmişlerdir canice. Başını keserek öldürmüş ve bedenini Palmira’daki Roma Sütunlarına asarak teşhir etmişler, gözdağı vermişlerdi Suriye Halkına da; direnirseniz sonunuz böyle olur, diyerek.
Palmira’daki Antik Tiyatro, dünya çapında konserlere ev sahipliği yapmış, Kent Meydanı’nda klasik müzik konserleri verilmişti senelerce ve dünyanın dört bir yanından gelen yüzlerce, binlerce seyirci tarafından izlenmişti bu sanat faaliyetleri.
Ama ne yazık ki, Antik Kenti ele geçiren IŞİD’liler aynı meydanda, Kenti savunurken ele geçen Suriye Ordusu askerlerinden 25’ini 4 Temmuz 2015’te, çocuk savaşçılara yüzlerce kişinin gözleri önünde katlettirmişlerdi.
Palmira ya da “Çölün Gelini”nin, “Çölün İncisi”nin tarihçesi
Suriye Çölünün içinde bir vaha olan Antik Palmira Kenti, bugünkü Tedmur ilinin bir parçasıdır. Tarihi 1800-2000 yıl öncesine dayanmaktadır. Su kaynaklarından dolayı ticaret kervanlarının konakladığı önemli bir merkez olmuştur tarihte. Bu uzun tarihi dolayısıyla da birçok medeniyetten kalıntılar bulunmaktadır. Palmira, altın çağına Kraliçe Zenobia döneminde ulaşmıştır. Suriye’de birçok efsaneye konu olan Zenobia, refahın ve mücadelenin sembolüdür. Kraliçe Zenobia, Roma İmparatorluğu ile de savaşacak ve onları yenecek kadar cesur birisidir. Ancak Romalılarla yapılan son savaşta yenilen Kraliçe Zenobia hiç unutulmamıştır Suriye halkı tarafından ve hep yaşatılmıştır törenlerle.
Kenti ele geçiren Romalılar da Kenti daha da geliştirmişler, antik tiyatro, yüksek sütunlu yollar, akademi, hamam, aile mezarlığı olarak kullanılan birkaç katlı kuleler inşa etmişlerdir.
Palmira’da ayrıca Kente tepeden bakan ve Selahaddin Eyyübi’nin de bir süre kaldığı rivayet edilen Selahaddin kalesi de, Palmyra’nın sembollerindendir.
Antik Palmira Kenti, Suriye’nin en önemli turistik bölgelerinden birisiydi. (BBC Türkçeden Hediye … (BU KİM?) haberinden özetledik.)
Antik Palmira Kenti, I. Emperyalist Paylaşım Savaşı’ndan sonra Fransız İşgalini de görmüştü. Ve duvarlarında Fransız işgalcilerinin vatanlarını savunan Suriyelilere sıktıkları silahlarından çıkan kurşun delikleri bulunuyordu. Ve bu delikler olduğu gibi korunuyordu Suriye Yönetimi tarafından Fransız İşgalcilerini teşhir amacıyla.
‘Çölün İncisi”nin kurtuluşu
IŞİD’in sonunun başlangıcıdır
Palmira’nın kurtuluşu, özgürlüğü, Suriye Ordusu’na, Suriye Halkına ve Suriye’nin meşru Beşşar Esad yönetimine büyük bir moral destek sağlamıştır.
Sadece moral değer değil, stratejik öneme sahip bir bölge olması açısından da büyük bir askeri başarı olmuştur. Ve IŞİD açısından ise en büyük askeri ve moral kayıp olmuştur. Palmira’nın kurtuluşunun böylesine büyük bir önemi vardır savaş açısından.
Palmira’nın da içinde bulunduğu Tedmur, kuzeyde Rakka kırsalına, doğuda Deir Ez Zor’a açılıyor. Batısı ise Humus kentine ve Şam’ın ülkenin geri kalanıyla bağlantısını sağlayan Şam-Humus otoyoluna uzanıyor.
“IŞİD’in Tedmur ilçesini ele geçirmesi Şam-Halep karayolunu baskı altında tutmasını, Rakka’daki varlığını güçlendirmesini, Deir Ez Zor üzerindeki tehdidini uzun süreli bir kuşatmaya çevirebilecek bir avantaj kazandırmıştı. (Bildiğimiz gibi IŞİD, Rakka’yı başkenti kabul ediyor. K. Y.)
“IŞİD’in Suriye’nin içindeki bölgelere uzanıp rahatça hareket etmesini sağlayan lojistik hatlar açısından Tedmur-Deir Ez Zor-Irak güzergâhı en önemli hatlardan biri.
“Irak’tan başlayıp Suriye içlerine kadar uzanan ana ve ara yollar IŞİD’in Irak üzerinden sürekli lojistik sağlayarak Suriye içindeki varlığını da besleyen faktörlerden biriydi.
“Ayrıca ilçenin kırsalında doğalgaz yatakları ve IŞİD’in ele geçirdikten sonra gelir sağladığı petrol zengini bölgeler de bulunuyordu.” (http://www.bbc.com/turkce/haberler/2016/03/160328_palmira_isid)
Yani Tedmur’ün ele geçirilmesi, IŞİD’in hızlı ilerleyişini ve Suriye ortalarına uzanmasını sağlayan önemli bir sıçrama tahtası olmuştu.
Beşşar Esad Yönetimi ve Suriye Ordusu açısından ise Tedmur’ün kaybedilmesi mevzi ve toprak kaybının hızlanmasına yol açmıştı. Ve Suriye’nin bölünmesi senaryolarının da yoğun şekilde tartışılmasına neden olmuştu.
İşte o yüzden de tüm dünyada büyük yankı uyandırmıştır Palmira’nın kurtuluşu.
Batı basını işte gerçekleri ister istemez itiraf etmek zorunda kaldı haberlerinde:
“Washington Post gazetesi, (…) “Görünen o ki, Suriye ordusu, tehlikeli bir vekalet savaşına dönüşen iç savaşta üstünlüğü ele geçirdi. Rusya’nın askeri dahli, teröristlere büyük bir darbe indirirken, Esad’ın elini güçlendirdi” ifadelerine yer verildi.
‘ESAD HÜKÜMETİ, IŞİD’LE MÜCADELEDE KİLİT ROLE SAHİP’
New York Times ise Palmira’nın özgürlüğüne kavuşmasını “Bu muharebe, Rusya’nın Esad’ın durumunu ne kadar değiştirdiğini bir kez daha gösterdi” sözleriyle aktardı.
“ IŞİD militanları, Mayıs 2015’te Palmira’yı kolay bir şekilde ele geçirmişti. Ancak militanlar, hükümet güçlerinin ve Rus uçaklarının saldırıları karşısında bölgeyi terk etti” denilen yazıda, stratejik askeri zaferle birlikte Şam hükümetinin IŞİD’le mücadelede kilit rol oynadığının teyit edildiği vurgulandı.” (http://tr.sputniknews.com/politika/20160328/1021787149/suriye-palmira-sam-moskova-palmira.html)
Alman Die Welt’e konuşan Suriyeli Karşıdevrimcilerin örgütü olan Suriye İnsan Hakları Gözlemevi Direktörü Rami Abdurrahman da bu gerçekliği açıkça itiraf etti:
“HALİFELİK İLANINDAN BU YANA EN AĞIR YENİLGİ’
“(…) Abdurrahman, “Palmira’da yenilgi alan IŞİD, devasa Suriye çölündeki kontrolünü de kaybediyor” dedi.” (http://tr.sputniknews.com/politika/20160328/1021787149/suriye-palmira-sam-moskova-palmira.html#ixzz44Hk4EGWb)
Daha düne kadar meşru Suriye Ordusu’ndan “Esad güçleri” diye söz eden Amerika’nın ve dünyanın en tanınan gazetelerinden New York Times Gazetesi, Palmira’nın kurtarılmasıyla birlikte tekrar “Suriye Ordusu-Suriye’deki Ordu Birlikleri” sözcüklerini kullanamaya başlamıştır. Yani zor oyunu bozmuştur.
“Çölün Gelini”nin kurtuluşu
Suriye’nin kurtuluşunun da müjdecisidir
Palmira’nın kurtarılması, AB-D Emperyalistlerinin de seslerini soluklarını kesmiştir. Önce Üç Maymunu oynamışlar; duymamışlar, görmemişler, konuşmamışlardır. Israrlı sorular karşısında ise zaferi küçültmeye çalışmışlardır.
Ünlü Amerikalı gazeteci ve araştırmacı, yazar Robert Fisk şöyle yazmıştır bu konuyla ilgili olarak 28 Mart tarihli yazısında:
“Palmira zaferi ABD’yi sessizliğe gömdü
“The Independent gazetesinin yazarı Robert Fisk, Rus savaş uçaklarının desteğini alan Suriye ordusunun Palmira’yı terör örgütü IŞİD’den kurtarmasının ardından ABD ve İngiltere liderlerinin sessizliğe büründüğünü söyledi.
“Kötü adamlar kazandı, değil mi? Aksi halde çığlıklar atıyor olacaktık, değil mi?” eleştirisinde bulunan Fisk, Batılı politikacıların Suriye ordusunun Deyr Ez Zor ve teröristlerin başkenti Rakka’yı alması durumunda da susacaklarına emin olduğunu ifade etti. IŞİD’in en ezici askeri yenilgisini alkışlamaları gerektiğini ifade eden Fisk, nedeni olarak Brüksel’de onlarca kişinin hayatını kaybettiği terörist saldırıları gösterdi.
“Fisk, “İşte Vladimir Putin’in Ruslarının desteğiyle Suriye ordusu IŞİD’in palyaçolarını kentten dışarı atıyor ve biz tek bir kelime etmeye bile cesaret edemiyoruz” dedi.” (http://tr.sputniknews.com/ortadogu/20160328/1021797539/palmira-suriye-abd-ingiltere-fisk.html)
Yine The Los Angeles Times Gazetesi’nin yazarı Patrick McDonnell da, Suriye Ordusu’nun zaferinin Beyaz Saray’ı zor duruma soktuğunu yazıyor:
‘BEYAZ SARAY’I ZOR DURUMA SOKTU’
“McDonnell, “Washington, IŞİD’e karşı mücadeleyi ABD ile müttefiklerinin projesi olarak sunmak istiyordu. Moskova’yı aşırıcılar yerine ılımlı muhalefeti vurmakla suçluyorlardı. Palmira, galiba farklı bir hikâye” dedi.
“‘SURİYE’NİN BAŞARILARINI KABUL ETMELERİ ZOR’
“Yazıda, “ABD yıllardır Suriye’de etkili ortak bulamıyordu ve bunun yanında Devlet Başkanı Beşar Esad’ı devirme çağrısı yapıyordu. Şimdi Beyaz Saray’ın IŞİD’e karşı mücadelede Suriye ordusu ile müttefiklerinin başarılarını kabullenmesi zor” yorumu yer aldı.
Beyaz Saray’ın Esad’ı iç savaşı başlatarak tüm dünyadan aşırılık yanlılarını ülkeye çekmekle suçladığını hatırlatan McDonnell, “Ancak IŞİD bayraklarını ayaklar altına alan Suriye hükümet ordusunun efsanevi Palmira’yı kurtarması farklı bir görüntü veriyor” ifadelerini kullandı.” (http://tr.sputniknews.com/ortadogu/20160328/1021797539/palmira-suriye-abd-ingiltere-fisk.html)
Öyle ki, 27 Mart tarihli basın açıklamasında ABD’li sözcü sorulan sorulara yanıt veremedi:
“Suriye Ordusu’nun IŞİD’in elindeki antik kent Palmira’yı geri almasına ABD Savunma Bakanlığı sözcüsünün verdiği yanıt şaşkınlık yarattı. ABD’li sözcü Mark Toner, Palmira’nın Suriye Ordusu tarafından IŞİD’in elinden alınmasını ne olumlu ne de olumsuz yorumladı.
“ABD’li sözcü Toner’a, ateşkes sürerken, Suriye Ordusu’nun UNESCO’nun dünya mirası listesinde yer alan Palmira’ya gerçekleştirdiği taarruz ve kentin geri alınması konusunda ne düşündüğü soruldu. Toner soruyu net yanıtlamamak için konunun etrafından dolaştı. Ancak gazetecilerin ”Rejim’in Palmira’yı almasını istiyor musunuz? Yoksa IŞİD’in elinde kalmasını mı tercih edersiniz?” sorusuna da Toner net yanıt vermedi ve Esad’ın ateşkes ihlalinden söz etti. ABD’li sözcünün yanıt vermedeki zor anları dikkatlerden kaçmadı.” (http://odatv.com/mmm-mmm-bakin-2803161200.html)
İşte olay bu!
İşte zafer bu!
28 Mart tarihinde Suriye Ordusu’nun Palmira kentini geri almasını değerlendiren ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü John Kirby, “ABD’nin kentteki dünya mirasına zarar veren IŞİD’in Palmira’dan çıkarılmasını memnuniyetle karşıladığını ifade etti” ve “gelişmelerin Şam’a daha fazla güven vereceğini” kabul etmek zorunda kaldı. (http://tr.sputniknews.com/abd/20160328/1021799548/abd-palmira-john-kirby.html#ixzz44HjfKuz9)
Sonuç olarak Suriye Halkı, Suriye Yönetimi açısından IŞİD’e karşı mücadelelerinde hayati öneme sahip bir döneme girilmiştir. Tabiî gelişmeler çok hızlı akıyor. Bu zafer ve diğer başarılar kesin sonucu, ülkenin tümden kurtarılmasını sağlayacak mı bunu bugünden kestirmek çok zor.
Ama şu kesin artık: Esad Yönetimi ve Suriye Halkı, en zor aşamalardan geçmiştir. En olumsuz koşullara karşın inançlarını ve birliklerini yitirmeden mücadele etmişler, savaşmışlar ve zafer kazanmışlardır. Artık AB-D Emperyalistleri de dahil olmak üzere kimse “Esad gidici” diyememektedir sahadaki başarılardan dolayı. Ve ağız değiştirmek, üslup değiştirmek zorunda kalmaktadırlar. Yani Suriye Halkı ve Suriye Yönetimi zafer yolunda önemli bir başarı elde etmiştir.
Onlar, inançla, yiğitçe, kararlıca ve fedakârca savaşmışlar, ülkelerini korumak için ellerinden geleni yapmışlardır. AB-D Emperyalistlerinin ve onların bölgemizdeki yerli işbirlikçi devletlerinin, onların satılmış yöneticilerinin; IŞİD’in, El Nusra’nın, Ahrar’ı Şam’ın, ÖSO’nun, vb. Ortaçağcı örgütlerin, YPG’nin vb.lerinin her türden saldırılarına karşı savaşmışlar ve yenilmemişlerdir bugüne kadar.
Daha ne yapsınlar!
Zafer er ya da geç Suriye Halkının ve Suriye Yönetiminin olacaktır. Bundan adımız gibi eminiz.
“Çölün İncisi” Palmira’nın son durumu
Bütün bu olaylar içinde bir diğer sevindirici gelişme de Antik Palmira Kenti’nin tahribatının beklenenden az olması oldu.
Son süreçte, Suriye Ordusu’nun Tarihi yapıya zarar vermemek için çok profesyonelce savaşması da Kent’teki tahribatın çoğalmasını önlemiş oldu.
Bir yıla yakın IŞİD’in elinde kalan Kent’teki kimi eserler tümden yok edilmiş olsa da, genel olarak restorasyonun mümkün olduğu belirtiliyor. Suriye Müzeler ve Tarihi Eserler Genel Müdürü Maamun Abdülkerim, “En kötü senaryoya hazırlanmıştık. Ancak antik kentin genel yapısı yerinde duruyor.” diyor. Ve restorasyonun Nisan ayı içinde başlayabileceğini bildiriyor. Ve UNESCO’nun yardımıyla gelecek beş yıl içinde Palmira’nın yeniden gerçek dokusuna kavuşturulabileceğini belirtiyor.
Maamoun Abdelkarim, “Uluslararası bir terörizmle mücadele ediyoruz. Terörizm ne yaparsa yapsın geçmişimizi silemez. Asla yıkıntıların üzerinde ağlayan olmayacağız.” (http://bonpurloryan.com/2016/03/28/isid-palmira-suriye-7596/) diyerek, Suriye Yönetiminin ve Suriye Halkının duygularını, mücadele azmini dile getiriyor somutça.
Ne mutlu onlara!