Site rengi

Tasarım

İhracattan Dönen, Halk Sağlığı İçin Tehlike Yaratan Gıda Ürünlerini Kim Yiyor?

25.12.2024
241
A+
A-

Sema Kıvılcım

 

Son dönemlerde sıklıkla sorulan sorulardan biri de Türkiye’den ihraç edilen ve çeşitli yasal uygunsuzluklar yüzünden iade edilen ürünlerin iç piyasaya sürülüp sürülmediği. Yurt dışına ihraç edilen çok sayıda ürün yüksek kalıntı veya hastalık nedeniyle geri dönüyor. Ürünlerin gittiği ülkeye kabul edilmeyip geri gönderilmesinin temel nedenlerinden biri pestisit denilen tarım ilaçları yani tarım zararlılarına karşı kullanılan ilaçlar. Ayrıca tarım ürünlerinde yüksek oranda Aflatoksin (küften gelen toksin), yaş meyve ve sebzelerde Akdeniz meyve sineği ve diğer zararlılar çıktığı, halk sağlığını tehdit eden patojen bakteri, ağır metal vb. uygunsuzlukların da tespit edildiği, zaman zaman basına yansıyor.

Tarım Editörü Ali Ekber Yıldırım’ın verdiği bilgiye göre, “Kuru Meyve, Yenilebilir Sert Kabuklu Meyveler, İşlenmiş Gıdalar, Baharatlar, Bal ve Benzeri Gıdalar Ticareti Avrupa Federasyonu (FRUCOM)” tarafından yayınlanan haftalık duyurularda ve “Avrupa Birliği Hızlı Alarm (RASFF)” bildirimlerinde Türkiye ne yazık ki hep ilk sıralarda yer alıyor. Yani Türkiye, ihraç edilen tarımsal ürünlerde yasal mevzuata uygun olmayan ürünlerin en fazla tespit edildiği ülkeler arasında.

İnternet gazetesi Oksijen’den Baran Can Sayın’ın haberine göre, Türkiye’nin 2023 boyunca Avrupa Birliği’ne (AB) ihracatından 358 bildirimli üründen 215’i, yani yüzde 60’ı sağlık için riskli olduğundan iade edilmiş.

2024’ün ilk iki ayında ise 82 üründen 54’ünün iadesiyle bu oran yüzde 65.8’e yükselmiş. Türkiye’ye ciddi sağlık riski nedeniyle iade edilen bu 54 ürün kaleminin yarısının iade nedeni Aflatoksin limitinin aşılması. Bazı Avrupa ülkelerine iade edilen kuru incirlerdeki Aflatoksin miktarı yasal limitten 38 kat daha fazla. Yani 10 mikrogram/kg olan Aflatoksin limitine karşın Türkiye’den ithal edilen kuru incirlerde Aflatoksin ölçümü 388.9 mikrogram/kg’ye varıyor. Aflatoksin gerekçesiyle en fazla iade edilen ürünlerden biri de Antep fıstığı. Türkiye’den kimi ülkelere gönderilen Antep fıstıklarında Aflatoksin ölçümü yasal limitten 12.7 kat fazla. Yine Pestisit limitlerini 30 kat aştığı için iade edilen mandalina gibi ürünler de var. Konunun vahametini ve büyüklüğünü anlamak için verdiğimiz bu birkaç örneğe bakmak yeterli.

 

Peki, Geri Gönderilen Ürünlere Ne Oluyor?

Bunlar Halkımıza mı Yediriliyor?

AKP’giller İktidarı her işinde olduğu gibi, tarım-hayvancılık ve gıda politikalarında da kendi ülkesine ve halkına ihanet içinde olduğu için, ihraç edilen uygunsuz ürünlerin miktarı her geçen yıl artıyor. Hal böyle olunca da uygun olmayan ve ülkemize geri gönderilen ürünlerin akıbeti halkımız tarafından endişeyle karşılanıyor. Çünkü bu ürünlerin gittiği ülkeden neden iade edildiği, hangi analizlerin yapıldığı, sonuçların ne olduğu ve ürünlere ne olduğu konusunda kamuoyunu rahatlatacak hiçbir açıklama yapılmıyor. Bu bilgiler halka açık olarak yayınlanmıyor. Tam tersine; özenle gizleniyor.

İhraç edilen ürünlerin bir kısmı, özellikle uzak ülkelere gönderilen taze meyve ve sebzeler ülkeye geri getirilene kadar tazeliğini kaybedeceği ve daha fazla maliyet çıkaracağı gerekçesiyle ihracatçı firmalar tarafından gittiği yerde imha edilebiliyor. Ancak daha yakın ülkelerden geri dönen taze sebze ve meyveler ile katma değeri yüksek olan kuru gıdalar vb. ülkemiz gümrüklerine geri geliyor.

Gıda Mühendisi Bülent Şık’ın verdiği bilgiye göre, ihracattan geri dönen gıda ürünlerine ne gibi işlemler yapılacağını belirleyen mevzuat “Bitkisel Gıda ve Yemin İhracatında Sağlık Sertifikası Düzenlenmesi ve İhracattan Geri Dönen Ürünler İçin Uygulama Yönetmeliği” adını taşıyor. Geri dönen gıda ürünlerinin imhası, başka bir ülkeye sevki, başka bir amaçla kullanılması ya da yurtiçi piyasasına sürülmesi kararı bu mevzuatta belirtilen hükümler dikkate alınarak veriliyor.

Gümrük’e gelen iade ürünler bu Gümrüğün bağlı olduğu ilin Tarım ve Orman Müdürlüğü bünyesindeki Gıda ve Yem Şube Müdürlüğüne bağlı ihracat birimi çalışanları tarafından kontrol ediliyor.

Peki, bu kontroller neye göre yapılıyor?

Bülent Şık sürecin nasıl ilerlediğini şu şekilde anlatıyor:

“İade ürün ülkemiz gümrüğüne geldiğinde ihracatçı firma Tarım ve Orman Bakanlığına bağlı il müdürlüklerindeki ihracat işleri ile ilgili birime yazılı bir başvuru yapıyor. Firma başvurusunda ürünün neden iade edildiğine dair bir beyanda bulunuyor. Ve o beyana göre ürünler kontrol ediliyor. Kontroller tamamlanana kadar da iade edilen gıda ürünleri sınır gümrüklerindeki antrepolarda bekletiliyor. Yapılan kontroller sonucu tüketilmesinde sağlık açısından bir sakınca olmadığı tespit edilen ürünlerin iç piyasaya sunulmasına izin veriliyor ya da imhasına karar veriliyor. Bazen ürünler gıda mevzuatı uygun bir başka ülkeye de gönderilebiliyor. Yani mevzuata uygun ülke bulunursa ülkeye giriş yapılmadan o ülkeye sevk yapılıyor.”

Buraya kadar olan kısımda karşımıza iki önemli sorun çıkıyor. İade edilen gıda ürünlerinin iade nedeni sadece ihracatçının beyanına dayanarak belirleniyor ve buna göre analizler yapılıyor. Gıda ürününü gerekli şartlara uygun bulmadığı için ülkemize geri gönderen ülkeden ayrıca herhangi bir resmi evrak istenmiyor. Yani diyelim ki, Almanya’ya gönderilen kuru incirlerde yasal limitlerin üzerinde kanserojen olan Aflatoksin tespit edildi ve ürün iade edildi. Ürün Türkiye’ye geldiğinde ihracatçı firma, ürünün ambalajında sorun vardı ya da ürünün rengi/boyutu uygun değildi, gibi daha masum bir sebep belirterek Aflatoksini saklayabilir. Bu durumda Tarım ve Orman İl Müdürlükleri ihracatçının beyanı yönünde bir kontrol yapar ve Aflatoksin ile ilgili bir analiz yapma gereği duymayabilir. Ürünlerin ambalaj, boyut, renk analizleri sonucunda Türkiye’deki yasal mevzuata aykırı bir durum tespit edilmezse ürün iç piyasaya sürülebilecektir. Ve ne yazık ki, Avrupalının kendi halkına layık görmediği kanserojen madde (Aflatoksin) içeren incirleri bizim halkımız, çocuklarımız yiyecek demektir.

Ayrıca burada belirtilmesi gereken bir başka konu da, ihracatçı/Parababası iade nedenini doğru olarak söylese bile Türkiye Gümrüklerinde yapılan kontrollerdeki analiz sıklığı da sonucu değiştirebiliyor. Aslında bu ürünler yurt dışına ihraç edilirken de yasal mevzuata uygun olup olmadığını tespit etmek için analize tabi tutuluyor. Yukarıdaki örnekten devam edecek olursak, kuru incirde Aflatoksin analizi ihracat öncesi de yapılıyor ve analiz sonucu uygun çıkan ürünler Almanya’ya gönderiliyor. Ama aynı ürünün analiz sonuçları Almanya’da uygun çıkmıyor. Çünkü bizde analiz sıklığı yeterli değil.

Belirli miktardaki bir parti üründen Avrupa ülkelerinde alınan numune sayısı Türkiye’dekinden çok daha fazla. Böyle olunca da bizim Gümrüklerimizde yetersiz analiz sayısı yüzünden yakalanamayan uygunsuzluklar ihraç edilen ülke gümrüğünde yakalanıyor ve iade ediliyor. İade edilen üründe ihracatçının/Parababasının doğru bilgi vererek Aflatoksin sorunu olduğunu varsaysak bile, yeter sıklıkta analiz yapılmadığı için analiz sonuçları uygun çıkabiliyor. Böylece yine iç piyasaya sürülmesinin önü açılıyor.

İhracattan dönen, halk sağlığı açısından sorunlu gıda ürünlerinin iç piyasaya sürülüp sürülmediği, sürüldüyse hangi gerekçe ile sürüldüğü bilgileri Tarım ve Orman Bakanlığı’nın bir internet portalı olan “Gıda Güvenliği Bilgi Sistemi’ne (GGBS)” giriliyor. Bu sistem sadece yetkilendirilmiş bakanlık çalışanlarının erişimine açık. Meslek örgütleri, bağımsız kuruluşlar ve halktan insanlar bu bilgilere erişemiyor.

İhraç edilen ürünlerde dahi durum böyleyken ülkemizde satışa sunulan yani yurt içi için üretilen ürünlerin halini varın siz düşünün…

 

Peki, Bu Sorun Nasıl Çözülür?

Öncelikle yetiştirilen tarım ürünlerindeki halk sağlığını tehdit eden sorunların ortadan kaldırılması gerekiyor. Bunun için de çiftçimizin tekniğin her türlü olanaklarıyla buluşturulması, yetiştiği bölge şartlarına uygun-dayanıklı ürünler geliştirilmelidir. Yetiştirilen ürünlerin uygun şartlarda kurutulması, depolanması için kooperatifler çatısı altında yeter sayıda soğuk hava depoları, hijyenik kurutma alanları kurulmalıdır. Buralardan kooperatifte örgütlü olan tüm çiftçiler yararlanabilmelidir.

Çiftçilere pestisit kullanımı, bitki zararlıları ile mücadele vb. konularda düzenli olarak eğitimler verilmeli, yeter sayıda ziraat mühendisi ve ziraat teknikeri ataması yapılmalı, bunların köylerde görevlendirilmesi ve yapılan çalışmalara rehberlik etmesi sağlanmalıdır.

Yasaklı pestisitlerin kullanılmaması için sıkı denetimler yapılmalı, bunları satışa sunan ve bile isteye kullananlar için caydırıcı cezalar getirilmelidir.

Buna rağmen ihracatta sorun yaşandığında, tıpkı AB ülkelerinin hızlı alarm sistemi gibi ülkemizde de hızlı alarm sistemi kurulmalı, halkımızın kolayca erişebileceği platformlarda, ihracatında sorun yaşanan ürünlerin listesi anlık olarak paylaşılmalıdır. Aynı şekilde bu ürünlerin ülkeye girişinin yapılıp yapılmadığı ve yapıldıysa akıbetinin ne olduğu da paylaşılmalıdır.

İade edilen ürünler zaten analizi yapılmış ürünlerdir. Dolayısıyla bunların yeniden ülkeye geri getirilmesi ve analize alınması, AKP’giller tarafından ihracatçı firmanın ürününü kurtarma ve zarar etmesini önleme oyunlarıdır. Yoksa bir ürünün analizi orada başka burada başka çıktı, artık uygundur, demek ahlaki değildir. Halkımızı kandırmak demektir.

13.12.2024