ODTÜ olayının gösterdiği gerçekler…
Yıllardan beri söylüyoruz: “Şeriat Ortaçağdır”.
Kendine solcuyum, sosyalistim diyen aymazlar da yıllardır, Türban takmanın özgürlük olduğunu savundular. Türban’ın Üniversitelerde serbest olması için, Ortaçağcılarla birlikte eylemler yaptılar. Kurtuluş Savaşı’mız ve Cumhuriyet düzeninin getirdiği Laik düzene burun kıvırdılar. “Katı Laiklik” diyerek, Ortaçağcılar gibi laik düzeni küçümsediler. “Laikçi teyzeler”, ” Endişeli Modernler” gibi kavramlarla, bu karşı karşıya gelişte pratik olarak Ortaçağcıların yanında saf tuttular. Olaylara ve olgulara sınıflar açısından yaklaşılmayınca olacak olan budur.
Kıvılcımlı Usta’nın düşünce ve davranışını bu topraklarda dövüştüren bizler, bulunduğumuz her yerde laikliğin yılmaz savunucusu olduk. Ortaçağcılığın sınıf temellerinin Tefeci-Bezirgânlık olduğunu hep dile getirdik. Tayyipgiller’in sınıf kökeninin Tefeci-Bezirgânlık olduğunu, örnekleriyle anlattık durduk. Emperyalizm bizim gibi ülkelerde Ortaçağcılığı hep desteklemiştir. Bütün Ortadoğu Coğrafyası bunun örnekleriyle doludur. Mısır’da Müslüman Kardeşler örgütü, 1928’de İngilizlerin yardımıyla kurulur. Bugünkü IŞİD’in öncülleri olan Taliban ve El-Kaide’yi ABD-CIA kurar. Ülkemizde de Ortaçağcıları hep ABD desteklemiştir. “İlim Yayma Cemiyeti, Komünizmle Mücadele Dernekleri” bunun ilk örnekleridir. 1969’da “Kanlı Pazar” bu Ortaçağcı güruha Kontrgerilla tarafından yaptırtılmıştır. Yine aynı dönemlerde ve daha sonra “Komando Kampları”nın yanı sıra “Nur Kampları” da Kontrgerilla tarafından açılmış ve yönetilmiştir.
İlkin Sosyalistlerin savunması gereken laiklik anlayışının; kendine solcuyum, sosyalistim diyenlerce savunulmaması, bu gruplara Sahte Sol denmesinin ne kadar doğru olduğunu gösteriyor. Tayyipgiller, Gezi İsyanı’mız sırasında da, “Kabataş Gelini” yalanını ortaya atmıştı. “Türbanlı bacı”ya yapılan eziyetin yalan olduğu zaman içinde tamamen ortaya çıktı. “Dolmabahçe Camii’nde içki içildi” palavrasının da yalan olduğu ortaya çıkmıştı.
Ülkemizde Maraş, Çorum ve Sivas Katliamları da; “Din elden gidiyor”, “Komünistler camilere saldırdı” yalanlarıyla başlatılmıştı.
Bugün ODTÜ’de de benzer bir durumu yaşıyoruz. Koca bir camisi ve 16 tane mescidi olan üniversitede namaz kılınmasına engel olunuyor yalanlarıyla, ODTÜ’lü öğrenciler saldırıya uğruyor. Bunun tamamen bir plan olduğunu kör gözler bile görür. Anında ODTÜ her taraftan saldırıya uğradı. Bütün Ortaçağcı basın, hükümet, Tayyip Erdoğan, ODTÜ’yü hedef tahtasına koymuş durumda. Hatta Malatya’da İnönü Üniversitesinde kendine “Müslüman Öğrenci İnisiyatifi” diyen bir grup; “ODTÜ yıkılsın” diye eylem yaptı.
Bugün 4+4+4 medrese düzeniyle laik, bilimsel eğitim bitme noktasına getirilmiştir. Bir siyasi simge olarak türban, ilkokullar, kamu kuruluşları ve mahkemelere kadar girmiştir. Bütün okullara mescit yapılmıştır. Liselerde cuma namazına gitmeyen öğrenciler ayrımcılığa uğramaktadır. Öğrenciler İlkokuldan sonra İmam Hatip Ortaokullarına yönlendirilmektedir. Diğer okullar fakru zaruret içindeyken İmam-Hatip Ortaokul ve Liseleri MEB tarafından sürekli desteklenmektedir.
ODTÜ’de yaşananlar ülkemizde Ortaçağcılığın geldiği boyutları göstermesi açısından çok önemlidir. Hâlâ bu olayları basit bir muhafazakârlık görmek aymazlığın dik âlâsıdır. Bindiği dalı kesmektir.
Kurtuluş Partili Bir Öğretim Üyesi