Site rengi

Tasarım

Partimize karşı Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı Ne Yapmaya Çalışıyor?

05.02.2018
813
A+
A-

Hukuku savunması gerekenler hukuksuzluğa batmış durumdalar.

Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı; HKP’yi Seçime Sokmamak için Her Türlü Hukuksuzluğa Başvuruyor!

Bilindiği gibi Partimiz; 15 Haziran 2005 yılında kurulmuştur. 298 Sayılı yasada seçimlere katılmak için aranan koşulları gerçekleştirerek 30 Mart 2014 yerel seçimleri ile 7 Haziran 2015 ve 1 Kasım 2015 Genel Seçimlerine Türkiye genelinde 81 ilde katılmıştır.

Katıldığımız seçimlerde Genel Başkan’ımızın TRT konuşmalarında ülkemizin ve dünyanın siyasi, ekonomik sorunlarına ilişkin eleştirileri ve çözüm önerileri Halkımızın dikkatini çekmiştir. Sosyal medya ortamında “HKP’li Dayı” olarak fenomenleşen Genel Başkan’ımız Sayın Nurullah Ankut; başta iktidar partisi olmak üzere Meclisteki tüm Amerikancı Partilerin gerçek yüzlerini korkusuzca haykırmış ve teşhir etmiştir. Aynı konuşmalarında ABD ve AB Emperyalizminin BOP’unun Ortadoğu Halklarına kan kusturmaktan, Halklara yıkım, ölüm, yağma ve talandan başka bir şey getirmeyeceğini ve bunların oyununa gelenlerin kendi halklarına ihanet içinde olduklarını belirtmiştir. Bu emperyalist çakalların Ülkemizi de en az üçe bölme planlarının bulunduğunu ve ülkemizde de halkların boğazlaşmasının temellerini atmakta olduklarını, bu nedenle Türk, Kürt bütün Halkların bunlardan uzak durması gerektiğini belirtmiştir.

Genel Başkan’ımızın bu etkili, vurgulu ve teşhir edici konuşmaları “iyi saatte olsunlar”ı korkuttu. Katıldığımız seçimlerde, Partimizin seçim çalışmalarına engel çıkarttılar, para cezaları yazdılar, yoldaşlarımızı gözaltına aldılar. Yıldıramayınca da Partimizi bir daha seçimlere sokmamak için türlü hukuk hilelerine başvurmaya başladılar.

Bugün itibariyle HKP; 58 ilde resmi olarak kurulmuş ve Genel Kurulunu da yapmış bulunmaktadır. Ancak Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı Siyasi Partiler Bürosu bu örgütlerimizi keyfi olarak yok saymaktadır. Bu nedenle de Yüksek Seçim Kurulu tarafından 20 Ocak 2018 günü yayımlanan seçimlere katılabilecek partiler arasında HKP’ye yer verilmemiştir.

Bu karar yasaya, mahkeme kararlarına açıkça aykırı olan keyfi bir karardır. Ülkede yasaların mahkemelerce doğru uygulanıp uygulanmadığını denetlemekle görevli Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı açıkça kanunsuzluk yapmaktadır. Partimize karşı siyasi bir tutum alarak önyargılı davranmaktadır.

Başsavcılık geçmişte de benzer bir kanunsuzluğa imza atarak, Aralık 2010 ve Ocak 2011’de de o zamana kadarki kuruluşu yapılan Parti Örgütlerimizi siyasi partiler siciline kaydetmemişti. Ancak bu işleme karşı Partimiz tarafından Ankara 7. İdare Mahkemesinin 2011/168 Esas sayılı dosyasında açılan davada mahkeme Başsavcılığın işlemini iptal etmiş ve bu karar 06.10.2011 tarihinde kesinleşmiştir. Mahkeme bu kararında savcılığa, (mealen); “sen siyasi partilerin örgütlenme özgürlüğüne karışamazsın, siyasi partilerin kimlerle nerede ve nasıl parti örgütü kuracaklarına dair savcılığın onayını almamaları gibi bir yasal düzenleme bulunmamaktadır” diyerek, esasında savcılığa hukuk dersi de vermiştir.

Dahası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı yasadışı davranışlarına devam ederek Anayasanın 149. maddesi ve 2820 sayılı yasanın 98. maddesi içeriğine göre “Siyasî partilere ilişkin dava ve başvurular” yalnızca Anayasa Mahkemesine aittir, hükümleri açıkça ortada iken 29.11.2016 tarihli, 51047475M5B-G sayılı idari işlemiyle İçişleri Bakanlığına talimat yazısı göndermiştir. Gönderilen bu yazı ile Dernekler Yasası hükümlerine dayanarak Partimizin il-ilçe örgütlerinin kapatılması için davalar açılması talimatı verilmiştir. Şu anda Türkiye’nin dört bir yanında Valilerin ve Kaymakamların talimatlarıyla Partimizin İl ve İlçe örgütleri hakkında “kapatma” davaları açıldı ve sözde bağımsız ve tarafsız olması gereken mahkemeler de Anayasa’nın 138’inci maddesindeki; “Hiçbir organ, makam, merci veya kişi, yargı yetkisinin kullanılmasında mahkemelere ve hakimlire emir ve talimat veremez; genelge gönderemez; tavsiye ve telkinde bulunamaz” hükmünü unutarak bu davalara bakmaktalar. Böyle olunca da; kendilerinin siyasi iktidarın hukuk bürolarına döndüklerini göstermiş olmaktalar, maalesef…

Kaldı ki, aynı Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, geçmişte; Şanlıurfa’da bir siyasi partinin il örgütünün adli mahkemelerce kapatılması kararına karşı Kanun Yararına Bozma talebiyle konuyu Yargıtay’a taşımıştır. Yargıtay 4. Hukuk Dairesi; 2003/15197 E., 2004/3592 K. Sayılı ilamı ile 2820 sayılı Siyasi Partiler yasasının 104. maddesindeki düzenlemeye uygunluğunun değerlendirmesini yapacak olan yargı yeri ADLİ YARGI DEĞİL, Anayasanın 69 ve 2820 sayılı Siyasi partiler Yasasının 98. ve 104. maddeleri gereğince ANAYASA MAHKEMESİ OLDUĞU kararını vermiştir. Yani bu karar başsavcılığın talebi üzerine çıkmıştır.

Bugün ise aynı Başsavcılık; bu Yargıtay kararına rağmen Kanunsuzluğunu had safhaya taşımıştır. Kesinleşmiş bir kararın ne anlama geldiğini çok iyi bilen bir mercii olması gereken Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı; Ankara 7. İdare Mahkemesini kesinleşmiş kararı ve Yargıtay 4. HD’nin içtihadına rağmen kanunsuzluklarını pervasız bir şekilde devam ettirerek 02.01.2018 tarih ve 51047475/2018/2 sayılı işlemiyle yine il-ilçe örgütü teşkilatlarımızın bir kısmını sicile kaydetmemektedir. Bu nedenle de 20 Ocak’ta yayımlanan seçimlere katılacak partiler arasında HKP’ye yer verilmemiştir.

Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının yasadışı her faaliyetine karşı yasal yollara müracaat ettik. Yapılması gerekli yasal girişimler yeri ve zamanı geldikçe yapılmaktadır.

Her geçen gün büyüyerek halkımıza karşı olan sorumluluğunu yerine getiren Partimiz, aynı zamanda Mecliste bulunan dört Amerikancı partinin ve özellikle Tayyipgiller’in gerçek yüzlerini ortaya bir bir sermektedir. Bizden korkanlar Cumhuriyet’in kurucuları tarafından gerçek cumhuriyet savunucusu olarak görevlendirilen Cumhuriyet Savcılığını önümüze çıkarmaktalar.

Bunların tek bir amacı var, ne yapıp edip HKP’yi seçimlere sokmamak, “HKP’li Dayı”yı TRT’de konuşturmamak…

Ancak, bizi teslim alamazsınız, susturamazsınız.

İlk Genel Başkan’ımız Hikmet Kıvılcımlı’nın dediği gibi;

 “(…) her yerden ve her şeyden yararlanarak, olanak bulursak yüksek sesle, bulamazsak fısıldayarak; ağzımızı dikerlerse kaşımızı gözümüzü oynatarak yüzümüzle; yüzümüze maske geçirirler, peçe takarlarsa, başımız, elimiz, kolumuz, ayağımızla; elimize kelepçe, boynumuza lâle, kolumuza zincir, ayağımıza pranga takarlarsa, duruşumuz, oturuşumuz, hatta giyinişimizle; öldürülürsek ölümümüzle, gömülsek mezarımızla; yakılarak dumanımız havaya savrulsa hayaletimizle, hatıramızla… her neyle olursa olsun, ajitasyonumuzu yapacağız! Burjuvazi bizi istediği kadar ezsin, sıksın, kapasın, biz bir delik bulup kızıl soluğumuzu halka duyuracağız!

“Ve bu uğraşmamızda, en sonunda, hep burjuvazi yenik, biz galip çıkacağız; burjuvazi zarar edecek, biz şekilden kaybettiğimizi sorunun içinden, görünüşte kaybettiğimizi gerçekte, lafta kaybettiğimizi halkın gönlünde mutlaka ve mutlaka kazanacağız! Çünkü burjuvazinin bize karşı çıkan adamları maaşlı uşaklarıdır, bunların itici gücü paradır; biz hızımızı inanç hamlesinden, ideal aşkından alıyoruz.”

Unutulmamalıdır ki; biz halkız, haklıyız, yeneceğiz! 22 Ocak 2018

 

Halkın Kurtuluş Partisi

Genel Merkezi