Site rengi

Tasarım

Yaz da geldi geçti, gıda fiyatlarındaki fahiş artışlar durmak bilmiyor

16.10.2022
472
A+
A-

Yaz mevsimi bolluk ve bereket getirir. Toprak uyanır, ağaçlar meyve verir, bahçelerde çeşit çeşit sebzeler yetişir. Bu sayede yaz gelince sebze ve meyvelerin fiyatı kışa göre düşüşe geçer. İnsanlar doya doya domates biber yer mesela. Peynir ve karpuzla öğün yapılır, karın doyurulur.

Ne yazık ki ülkemizi yöneten Organize Suç Örgütü AKP’giller, yazımızı da kışa çevirdi. Yazın getirdiği bolluk ve bereket ABD Emperyalistleri tarafından başımıza musallat edilen AKP’giller eliyle yok edildi.

5 Eylül’de Ağustos ayı enflasyon verileri açıklandı. Artık objektif veriler açıklama konusunda güvenilirliğini kaybetmiş olan Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK)’in açıkladığı verilere göre, Ağustos ayında Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE) aylık bazda yüzde 1,46 artarken yıllık bazda yüzde 80,21 arttı.

Enflasyon Araştırma Grubu (ENAG) ise Ağustos ayı itibarıyla yıllık enflasyon oranını yüzde 181,37 olarak açıkladı. ENAG’a göre Ağustos ayında Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE) yüzde 5,86 arttı. 2022’nin başından bu yana ise bu oran yüzde 91,62 oldu. Yani ENAG yıllık enflasyon oranının TÜİK’in açıkladığı oranın iki katından fazla olduğunu söylüyor. TÜİK enflasyon oranını eksik gösteriyor, gizliyor, çarpıtıyor, yalan söylüyor.

TÜİK, Gıda ve Alkolsüz içkilerde aylık artış oranının yüzde 0,85 olarak açıklarken, bağımsız araştırmacılardan oluşan ENAG, gıdada aylık enflasyonu yüzde 8,62 olarak hesapladı. Bu oran TÜİK’in aylık gıda enflasyonunun yaklaşık 10 katına denk geliyor.

Geçtiğimiz yıllarda Ağustos ayı gıda enflasyonu eksi olurdu, yani fiyatlar düşerdi yukarıda da belirttiğimiz gibi. Bu sene ENAG verilerinden gördüğümüz gibi artış göstermiş.

Tarım Yazarı Ali Ekber Yıldırım’ın köşesine taşıdığı bilgilere göre, Türkiye İstatistik Kurumu enflasyon verilerini açıklarken fiyatı en çok artan 10 ürün ile fiyatı en çok azalan 10 ürünü de açıklıyor. Ağustos ayında fiyatı en çok artan gıda ürünleri, meyve ve sebze suları, reçel, marmelat, bal, konserve, yumurta, pirinç, şekerlemeler, çikolatalar, kakao ve çay olmuş. Yani yaz mevsiminin en güzel döneminde meyve ve sebze suları, reçel, bal, konserve fiyatları ucuzlaması gerekirken artmış.

Bildiğimiz gibi, Tayyip Erdoğan yüksek gıda enflasyonu konusunda bir şey yapmış görünmek için Tarım Kredi Kooperatiflerinde yumurta, pirinç, çay, bal, salça, şeker gibi bazı ürünlerde fiyat indirimi yapılması için talimat vermişti. Bu ürünler de Ağustos ayında fiyatı en çok artanlar listesinde yer alıyor.

Halkımız bu ürünleri bir miktar da olsa daha uygun fiyata alabilmek için bulabilirse bir Tarım Kredi Kooperatifine gidiyor. Ancak özellikle sıvı yağ ve şeker gibi ürünleri bulmak pek mümkün olmuyor. Fiyat indirimi haberleri çıktığından beri zaman zaman ben de gidiyorum bu marketlere, fiyatları karşılaştırıyorum, dişe dokunur bir indirim yapılmış mı, diye. Ancak çoğu zaman bu ürünlerin raflarda kalmadığını görüyorum. İnsanlarımızın şeker kalmadı mı, sorusuna ve eli boş çıkmak zorunda kalışına tanık oluyorum.

Dedik ya, yazın sebze meyve fiyatları ucuzluyor, diye. Bu yüzden kış hazırlıkları yapılır, değil mi? Salçalar, şimdilerde revaçta olan domates sosları, reçeller vb. Ancak bu yaz salça ya da domates sos yapmak için domates almak isteyenler 10-15 TL’nin altında domates bulamadılar. Pek lezzeti ve suyu olmayan sivri domates geçen yıl 50 kuruşa kadar düşmüşken bu sene 5-6 TL’nin altına düşmedi. Yine reçel yapmak için en ucuz meyveler bile 15-25 TL seviyesinin altına düşmedi. Salça ve reçel gibi ürünler Ağustos ayında fiyatı en çok artanlar listesinde bulunuyordu. Kışın durumun çok daha içler acısı olacağı, bu fiyatların daha da yükseleceği anlaşılıyor.

Yukarıda söylediğimiz gibi, TÜİK güvenilirliğini kaybetmiş durumda. Elbette en geniş yelpazede veri açıklayan kurum olduğu için verilerine bakıyor, tüketici ve üreticilerin yaşayarak elde ettiği verilerle karşılaştırıyor ve bir değerlendirme yapıyoruz. Ayrıca mızrak çuvala sığmıyor artık. Bu yüzden TÜİK bile bazı konularda gerçeğe yakın veriler açıklamak zorunda kalıyor.

Türkiye İstatistik Kurumu’nun açıkladığı Ağustos ayı üretici fiyat endeksi yıllık yüzde 143,75 artış göstermiş. Aynı dönemde en yüksek artış yüzde 348,39 ile elektrik, gaz, buhar ve iklimlendirme alanlarında olmuş. İkinci sırada yüzde 239,24 ile ham petrol ve doğalgaz var.

Bu ne demek?

Çiftçi ve sanayici için üretim girdi maliyetlerinin artması demek. Bunun sonucunda gıda fiyatlarının da artmaya devam etmesi demek. Hem de çok yoğun bir biçimde.

Ali Ekber Yıldırım’ın aynı yazısına göre, geçtiğimiz haftalarda Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB), Ağustos ayı tarımsal girdi fiyatlarındaki artışı açıkladı.

“Ağustos 2021’den Ağustos 2022’ye kadarki dönemde girdi fiyatlarındaki artışlara bakıldığında mazottaki artış yüzde 266. Üre gübresinde yüzde 187, DAP gübresinde yüzde 172, taban gübresi olarak kullanılan 20.20.0 gübresinde yüzde 178, amonyum nitrat %26 gübresinde fiyat artışı yüzde 170 olarak gerçekleşti.

“Zirai ilaçlarda yüzde 80 ile yüzde 200, elektrikte yüzde 99,7 artış olurken hayvancılık yapan çiftçiler için en önemli gider kalemini oluşturan yemde de artışlar yüzde 120’nin üzerinde. Besi yeminde Ağustos 2021- Ağustos 2022 döneminde yüzde 121,6 oranında, süt yeminde ise yüzde 122,5 oranında artış gerçekleşti.”

Tarımda temel girdilerden biri olan mazotta fiyat artışı yüzde 200’ün üzerinde. Diğer temel girdiler gübre, ilaç ve yemde yüzde 200’e yakın. Fakat daha önceki yazılarımızda da konu ettiğimiz gibi, bu sene Tayyip Erdoğan tarafından açıklanan fındık, kuru üzüm ve diğer ürünlerin alım fiyatları girdilerdeki artışın altında kaldı.

Bu ne demektir?

Çiftçi maliyetinin altında ürün satmak zorunda kaldı, kalıyor. Zarar ediyor. Bu veriler doğruysa çiftçi girdi fiyatları karşısında ezildi. Üretim için yaptığı masraf elde ettiği ürünün fiyatının altında. Yani zararına üretiyor. Bir sonraki yıla üretim yapamayacak duruma düşecek. Bir kısım çiftçimiz üretimden çekilecek belki de. Bu durum da gıda fiyatlarının daha da artmasına sebep olacak. Taneyle bile alamayacağız belki artık.  En çok da çocuklarımız tezgâhlarda o güzelim lezzetli sebzeleri, meyveleri görüp ağızları sulanarak bakacak, benizleri beslenememekten sararıp solacak. Bizim yüreğimiz kan ağlayacak.

AKP’giller İktidarında çiftçimiz de halkımız da kan ağlıyor. Bu durum AKP’giller iktidarda kaldığı sürece devam edecek.

Bu yüzden bugünkü en acil ve temel görevimiz bu halk düşmanı AKP’giller İktidarından bir an evvel kurtulmaktır.