Yüzyılın Felaketi AKP’giller, Mazlum Canlarımızı Acımasızca Katletmeye Devam Ediyor!
Prof. Dr. Özler Çakır
İnsani hiçbir değer taşımayan AKP’giller, Patili dostlarımızın katliam fermanı olan Kanlı Katliam Yasasını, 2024 yılı Temmuz ayında çıkarmışlardı. Anımsanacaktır, İnsanlık adına bir utanç belgesi olan bu yasayı, milletin meclisi olmaktan çoktan çıkmış Meclisten verdikleri sevinç naraları atan özçekimler eşliğinde basına duyurmuşlardı.
Muaviye-Yezid, CIA-Pentagon dincisi AKP’giller iktidarının sınıf karakterleri gereği olarak besleyip büyüttüğü, topluma yaydığı kadına, çocuğa yönelik şiddet, zaten yasanın çıkışından önce de patili dostlarımıza giderek artan biçimde yönelmişti. Çıkardıkları bu soykırım yasası ve bu yasaya yönelik olarak hazırladıkları, 13 Aralık 2024 tarihinde Resmi Gazetede yayımlayarak yürürlüğe koydukları Yönetmelik ile hayvan katliamını resmileştirmiş oldu bu ruhları çürümüş, insanlıklarından çıkmış, zalimler zalimi iktidar.
İşte o gün bu gündür, ardı arkası kesilmeden, bu mazlum canlarımıza yapılan, izlerlerken insan yüreğinin dayanamayacağı en acımasız zulümlerin, en kanlı katliamların haberleri düşüyor sosyal medyaya. Ve bu zalimler, bir yandan bu katliamları yönetirken, bir yandan da bu mazlum canlarımıza yaşayacak, barınacak hiçbir alan bırakmamacasına genelgeler çıkarıyor, emirler veriyorlar kurumlara. Gözü dönmüş biçimde köpek sürek avı yapıyor, yaptırıyor bu eli kanlı iktidar.
Yalınızca Şubat 2025 için konuyla ilgili olarak basında yer alan bazı haberlere bakalım:
Sağlık Bakanlığı, valilik ve sağlık müdürlükleri ile tarım ve orman müdürlüklerine sağlık kuruluşlarının girişlerinde ve bahçelerinde sahipsiz hayvanların varlığından kaynaklı şikâyetler üzerine, “Sağlık Kuruluşlarında Sahipsiz Hayvanlarla İlgili Alınması Gereken Tedbirler” başlıklı yazı gönderiyor.
Gönderilen yazıda, başta köpekler olmak üzere sahipsiz hayvanların insanlarda yalnızca fiziksel yaralanmalara yol açmakla kalmayıp, aynı zamanda hayvanlardan bulaşan hastalıklar ve hijyen açısından da risk taşıdığı, sağlık tesisleri ve yerleşkelerinde sahipsiz hayvanların varlığının hem vatandaşların sağlık hizmetine erişimini hem de sağlık çalışanlarının hizmet sunumunu olumsuz etkileyerek halk sağlığı açısından ciddi tehdit oluşturduğu belirtiliyor ve sağlık kuruluşlarının yerleşkelerinde sahipsiz hayvanların bulundurulmayacağı emrini veriyor.
Yahu ülkede sağlık sistemi tümden çökmüş, hastaneler tıklım tıklım, doktorlar mağdur, hastalar perişan, şiddet kol geziyor, ASM’lerde çalışan doktorlar ve sağlık personeli Sağlık Bakanlığının hazırladığı zulüm yönetmeliğine karşı günlerce iş bırakma eylemleri yaptılar, İktidarla bağlantılı olduğu gün gibi ortada olan Yeni Doğan Çetesi, ağzı süt kokan bebelerimiz katletmiş, anaları-babaları bebesiz bırakmış, vatandaş zaten sağlık hizmetlerine erişemez olmuş! Şimdi sağlık sistemimizin en önemli sorunu, “halk sağlığı açısından en büyük sorun”! yerleşkelerde dolaşan, tüm yaşam alanları gasp edilen mazlum sahipsiz köpekler-kediler mi oldu?
Tabiî biz biliyoruz işin aslını!
O işin aslı da yine medyaya düştüğünde, içimizin yandığı, gözlerimizin dolduğu, hırsımızdan tir tir titrediğimiz, insanlığımızdan utandığımız görüntüler, Genel Başkanımız Nurullah Efe Ankut’un tabiriyle “Kaçak Sarayın Arkadan Bohçalısı”nın Belediyesi olan Erzincan Belediyesinden geliyor. Belediyenin hayvan toplama aracına konulan köpeklerin, çöp alanına kazılan çukurlara canlı canlı gömüldüğü, hayvanların kurtulmak için debelendiği insanlık dışı görüntüler. Olaya ilişkin olarak Belediyeye ait çöp arıtma tesisinde çalışmış olan ve sahipsiz köpeklerin öldürülme anını görüntülediği için işten atılan bir işçi şöyle konuşuyor:
“Erzincan Belediyesi çöp arıtma tesisinde çalışıyorum. Bizim tesis arızalı olduğu için çöplüğün üst tarafında çalışıyorduk. Ben ve arkadaşlarım dahil olmak üzere bu olaya sekiz kişi tanık olduk. Köpekleri canlı canlı gömerken gördük, çukura girmeyen köpeklerin kafasını kepçeyle eziyorlardı, tekmeliyorlardı.
(…)
“Çıplak gözle görüldüğü zaman izlenildiğinden daha farklı emin olun çünkü hiç kolay değil. Boyunlarından bağlıyorlar iğne atıyorlar yeşil ya da kırmızı bir iğne atıyorlar o köpek olduğu yerde zehirleniyor ondan sonra götürüp canlı canlı gömüyorlar. Arıtma tesisinin etrafını kazsalar köpeklerin hepsi gömülmüş. Biz artık buna tahammül edemiyoruz.” (https://www.cumhuriyet.com.tr/turkiye/mhpli-belediyeden-kopek-katliami-o-anlari-goruntuleyen-isci-konustu-2296213)
Yetmiyor, Tarım ve Orman Bakanlığı, 81 ilin Valiliğine gönderdiği yazıyla, sokak köpeklerinin toplanması için 2028 yılının beklenmesinin yasadışı olduğunu belirtiyor. İlgili yazıda, 14 Aralık’tan sonra toplanan sokak köpeklerini alınan yere geri bırakan belediyeye, her bir köpek başına 71 bin 965 TL idari ceza uygulanacağı tehdidini savuruyor.
Hayvansever örgütlülükleri yaptıkları açıklamalarda Bakanlığın yazısına uyulursa, hayvanların barınaklarda öleceğini, 1389 belediyenin 200’ünün barınağı olduğunu, onların da ölüm kampı haline geldiğini, bu barınaklara doldurulan köpeklerin Erzincan’da, Mamak’ta, Niğde’de, Gebze’de, Ümraniye’de olduğu gibi diri diri gömüleceğini dile getiriyorlar. (https://www.izgazete.net/hayvanseverlerden-bakanliga-ceza-tepkisi-barinaklarda-katliam-olur#google_vignette)
Ancak bu köpek soykırımcısı iktidarın amacı tam da bu.
Evet, tıpkı Erzincan Belediyesinde çalışan namuslu işçi kardeşimizin isyan ettiği gibi bizler de tahammül edemiyoruz bu kanlı zulme. O katledilme anında, o köpeklerin gözlerindeki ifadeyi görüntüleyen görseller aklımızdan hiç çıkmıyor, geceleri uykularımızdan uyandırıyor biçare dostlarımızın debelenerek, titreyerek, acı çekerek can verişleri. Bir kez daha bileniyoruz bu acımasızların iktidarına!
Şubat 2025’de basında yer alan, Muğla’da 2020 yılında vahşice öldürülen üniversite öğrencisi Pınar Gültekin’in katili hakkında verilen ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasının Yargıtay tarafından bozulduğu haberini okuyoruz. Hatırlanacağı gibi, Pınar Gültekin, 16 Temmuz 2020’de kaybolmuş, 5 gün sonra cansız bedeni bulunmuştu. Pınar Gültekin’i canavarca hisle vahşice öldüren Cemal Metin Avcı’ya ağırlaştırılmış müebbet verilmişti. Dosyada bulunan Adli Tıp Kurumu raporuna göre, Pınar Gültekin henüz canlıyken yakılmış, üzerine de beton dökülerek nehre atılmıştı.
Temyize taşınan karar, Yargıtay 1. Ceza Dairesi tarafından bozuldu.
Oy çokluğuyla alınan kararda katil Cemal Metin Avcı’nın Pınar Gültekin’i “canavarca hisle ve tasarlayarak öldürmediği, kendisine aynı zamanda haksız tahrik indirimi uygulanması gerektiği”, belirtildi.
Şimdi doğal olarak bir kadının canlı canlı yakılıp, betona gömülmesinin “canavarca hisle ve tasarlayarak öldürme” suçu olmadığının “hukukunu!” yaratan, nice kadınımızın, çocuğumuzun, Narin’lerin, Sıla’ların katledilmesinin taşlarını döşeyen kadın-çocuk düşmanı Tefeci-Bezirgân Sermayenin iktidardaki temsilcisi AKP’giller iktidarında, hayvanların diri diri gömülmesinin esamisi olur mu hiç? Onun da “hukukunu!” hayda hayda yaratıyor, düzenini kuruyorlar elbet.
Bu acımasız, bu zalim, bu halkımıza kan kusturan düzenin tabiî bir adı var: Parababalarının hâkim olduğu Sınıflı Toplum düzeni. Kadınlarımızın, çocuklarımızın, hayvanlarımızın, dağları, dereleri, ormanlarıyla tüm doğamızın katledildiği, tarumar edildiği pislik, ahlâksızlık, çürümüşlük, yuvası olan Sınıflı Toplum düzeni.
Tüm bu katliamların, adaletsizliklerin, haksızlıkların kaynağı olan, insan, doğa, hayvan, çevre düşmanı bu düzeni yok edeceğiz. Ve yerine, tüm sosyal eşitsizliklerin son bulduğu bir düzeni, insanların hayvanlarla, tüm canlılarla birlikte doğayla uyum içinde yaşadığı Sınıfsız Toplum düzenini mutlaka kuracağız!