Site rengi

Tasarım

Adım adım Tayyipgiller Faşist Din Devleti’ne gidişin yollarının taşları döşeniyor…

14.12.2022
485
A+
A-

M. Gürdal Çıngı

Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, okullarında eğitim gören öğrencilere, derslerinizi boş verin; “Namaz vakitleri okullardan çıkıp camiye gelin”, diyor. Çağrı yapıyor çocuklara, gençlere…

 

***

Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş: “Ezan okunduğunda gençler okuldaysa bu doğru değil. İzinleri var camiye gelsinler”

18 Kasım Cuma 2022

Gençleri camilere davet eden, okul yöneticilerinin bu konuda hassas olması gerektiğini belirten Erbaş camilerin sadece namaz vakitleri için var olmadığını söyledi…

Ümraniye Müftülüğü tarafından yapılan Altınşehir Mahallesi’ndeki Hacı Reşit Kakı Camii’nin açılışına katılan Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, “Ezan okunduğunda gençler okuldaysa bu doğru değil. İzinleri var camiye gelsinler” ifadelerini kullandı.

Gençleri camilere davet eden, okul yöneticilerinin bu konuda hassas olması gerektiğini belirten Erbaş camilerin sadece namaz vakitleri için var olmadığını söyledi.

Haksöz Haber’in aktardığı konuşmaya göre Diyanet İşleri Başkanı Erbaş, “Cami medeniyetimizin en önemli unsurudur. İslam şehirlerinin medeni olmasının yolu camilerden geçiyor. Şehirlerimiz camilerle süslenmeli, camisi olmayan mahalle kalmamalı. İstanbul’un süsü minareleri, kubbeleridir. Minaresiz, camisiz şehir ruhsuz bir şehirdir” dedi.

Camii açılışında konuşan Prof. Dr. Ali Erbaş, “Mahallemizin gençleri çocukları burada olacak hocalarımız onları bekliyor. Camilerimizi gençlerimizle çocuklarımızla süslemeyiz. Ellerinden tutup onları camiye getirmeliyiz. Eğer okuldaysalar bu doğru değil ezan okunduğu zaman gençlerimiz gitsin. Cuma günleri 2 saat kadar izinleri var. O yaşlarda alışsınlar. Hocalarımız bütün camilerde namaz öncesi ve sonrası Kur’an, tefsir dersleri veriyor. Verilen emekler boşa gitmesin. Camilerimiz sadece ezan okunup namaz kılındıktan sonra kapısı kapanan yerler olmasın. İçini okul haline getirelim. Emeği geçen herkesten Allah razı olsun, cumanız kabul olsun” dedi.” (https://www.odatv4.com/siyaset/ezan-okundugunda-gencler-okuldaysa-bu-dogru-degil-258995#-siyaset-ezan-okundugunda-gencler-okuldaysa-bu-dogru-degil-258995)

***

 

Peki bu çağrı suç değil mi?

Bu, devletin şu anda (kâğıt üstünde de kalsa) var olan yasalarına karşı çıkmak değil mi?

Bu, okulları kapatın, demek değil mi?

Öyle aslında ama Tayyipgiller Faşist Din Devleti’nde olması gereken bu!

Şimdi çağrı, yarın zamanı geldiğinde, şartları oluştuğunda zorunluluk!

Öyle olacak, bu kesin!

AKP’giller iktidarda kalmaya devam ettiği sürece, Taliban yönetimindeki Afganistan’da geçmişte ne olduysa ve bugün ne oluyorsa o olacak!

Okullardaki (Anaokullarından Yükseköğretime eğitimin her kademesindeki) çocuklar, gençler namaz vakti okullarından çıkıp camilere gitmeliymişler.

Ya görmekte oldukları dersler, ya okul kuralları? Ya öğretmenleri, ya idarecileri?

Boş verin onları. “Okul yöneticilerini”zin zaten “bu konuda hassas olması gerek”iyor. Çıkın okullardan namaz vakitleri gelin camilere…

Hem zaten kim, hangi okul yönetimi ya da öğretmeni, siz camiye gidiyorum dediğinizde, hayır diyebilir ki?..

Yeter ki siz isteyin, öyle mi Ali Erbaş!

Ne öğrenmeliymişler camilerde?

“(…) namaz öncesi ve sonrası Kur’an, tefsir dersleri veriyor”muş hocalar. Onları öğrenmeliymişler!

Yani günümüzden 1400 Yüzyıl öncesinin tartışılamaz, sorgulanamaz, araştırılamaz “Allah emri” denilen soyut mitolojik bilgileri… Yani metafizik…

Üstelik de “Tefsir” denerek, “Muhammed İslamı” da değil, her “Hoca”nın bağlı olduğu Tarikatın-Cemaatin kendi anlayışı doğrultusunda Kur’an öğretimi…

Kesmiyor 4+4+4 Kesintili Eğitim sistemi sizi, değil mi?

ENSAR, TÜRGEV, TÜGVA,  Birlik, Hizmet, İlim Yayma, Aziz Mahmud Hüdai Vakfı, vb. vb… adlar adı altında Vakıflar ve Dernekler eliyle okullarımızda vermeye başladığınız “Değerler Eğitimi” sizi kesmiyor değil mi?

Toplumu, illa Ortaçağ’ın karanlıklarına götüreceksiniz.

Bütün derdiniz gününüz Bilimsel-Laik Eğitimin köküne kibrit suyu dökmek, değil mi?

Çocukların ve gençlerin kafalarını örümcek ağları gibi, gerici, bilim dışı hurafelerle donatmak, değil mi?

Ya Matematik, ya Fen, Ya Tarih, ya Coğrafya ya Dil…

Yani Laik Eğitim… Ezberci değil, araştıran, sorgulayan, tartışan eğitim…

Boş verin onları. Öbür dünyanızı kurtarın yeter. Bu dünya, nasılsa imtihan dünyası, öyle mi Ali Erbaş?

Kapatın tüm okulları, niye boş yere öğretmenlere para veriyorsunuz, öyle mi?

Verin paraları Diyanete zaten yokmuş gibi; o da açsın her mahalleye bir değil iki, iki değil üç cami… o da yetmez on cami, versin paraları Hocalara, Müftülere, İmamlara…

Nasılsa alışkınsınız üç-beş-on-on beş yerden ballı maaşlar, ödenekler, yolluklar vb.lerini almaya, değil mi Ali Erbaş!

Onlar da gün 24 saat, Tayyipgiller Faşist Din Devleti’nin kuruluşuna giden yolların taşlarını döşesinler. Versinler aldıkları maaşların hakkını, öyle mi Ali Erbaş!

Sadece Hocalara, Müftülere, İmamlara mı?

Verin Diyanet İşlerine, Başkanına yani sana zırhlı araçlar alsın, eşine devletin parasından yardımcılar tutsun, altına otomobiller, korumalar versin, şehir şehir, ülke ülke gezsin, gezdirsin, öyle mi Ali Erbaş!

Her ağzını açışta Mustafa Kemal’e ve Birinci Kuvayimilliyecilere saldırıyorsun, kinini kusuyorsun, lanetler yağdırıyorsun. Çünkü sen de “Keşke Yunan galip gelseydi”cisin, değil mi Ali Erbaş!

Mustafa Kemal ve silah arkadaşları kimyanızı bozdu, değil mi!

Bu devran hep böyle mi gider mi sence?..

Gitmez, gitmez!

Bunu aklının bir köşesine çelik kalemle yaz Ali Erbaş!

İstanbul Bahçelievler’de bir duvar yazısında; “Cenneti görmedim ama Cehennemi yaşıyorum”, diye yazıyor.

Aynen öyle! Ve bu sizin gibi insanlıktan çıkmışların sonucu.

Bu dünya, şimdilik sizin dünyanız. Bu Cennet şimdilik sizin Cennetiniz. Halkımızın, çocuklarımızın, gençlerimizin de Cehennemi bu dünya?

Dünyayı bu hale sizin temsilciliğini yaptığınız Sınıflı Toplum Düzeniniz getirdi. İnsanları “Allah’la aldatan”, Para Tanrısına tapan insanlar getirdi.

Ama şimdilik böyle!

Ya yarın!

Demokratik Halk İktidarını kurduğumuzda, Güneşi gören kar gibi eriyeceksiniz. Ve Faşist Din Devleti’nizle birlikte bir mum gibi sönecek ve taş baltayla çıkrığın yanında Tarihteki yerinizi alacaksınız.

İşte o zaman, çocuklarımız, gençlerimiz, kadınlarımız, erkeklerimiz aklın, bilimin öncülüğünde, her gün yeni “mucizeler” yaratacaklar özgürce. Yeni icatlarda bulunacaklar insanlık için ve insanlık yararına…

Ne yaparsanız yapın, Tarihin ve Toplumların ileriye gidişini durduramayacaksınız!

İnsanlık; iyiye, güzele, doğruya ve insanların aralarında maddi ve sosyal eşitsizliklerin olmadığı bir toplum konağına, Sınıfsız Toplum Konağına mutlaka erişecekler…

Yazın bunu bir kenara!