Mercimek ihracatçısı Türkiye, nasıl mercimekte ithalat rekortmeni oldu?
AKP’giller’den 4 gün arayla mercimek üreticisine 2 darbe geldi.
Tarım Editörü Ali Ekber Yıldırım’ın haberine göre, önce 9 Şubat 2024 itibarıyla yeşil mercimeğin ihracatı fiilen durduruldu. Yeşil mercimek ihracatı kayda bağlı mallar listesinde yer alıyor ve ihracat kayıt işlemleri Orta Anadolu İhracatçı Birlikleri (OAİB) tarafından yapılıyordu.
Ardından 13 Şubat’ta yayımlanan Cumhurbaşkanlığı kararnamesine göre, yeşil mercimek ithalatında yüzde 19,3 olan gümrük vergisi 30 Haziran 2024 tarihine kadar sıfırlandı. Yani yeşil mercimek ithalatı serbest bırakıldı. Üstelik bu kararla 10 Şubat Dünya Bakliyat Günü’ne denk geliyor.
AKP’giller bu kararları alma gerekçelerini her zaman olduğu gibi, artan mercimek fiyatlarını ithalat ile düşürmek, olarak açıklıyor. Tıpkı fahiş oranlarda artan et fiyatlarının yükselişini ithalat ile düşüremedikleri ve düşüremeyecekleri gibi mercimek fiyatlarını da pek tabiî ki ithalat ile düşürmeleri ölü gözünden yaş ummaktır.
Mercimekte ihracatın yasaklanması, mercimek üreticisinin can damarını koparmaktır. Üstüne bir de ithalat da serbest bırakılınca, üretici hepten perişan olacak, zarar edecek ve üretimden vazgeçecektir. Bunun sonucunda üretim azalır. Üretim azalınca fiyatlar daha çok artar. Çözüm ihracatı yasaklayıp ithalatı serbest bırakarak çiftçinin can damarını kesmek değil, üretimi arttırmak, ihracatı arttırmaktır.
Bu da nasıl olur?
Çiftçinin tarımsal girdilerinin fiyatlarını düşürerek, çiftçiye faizsiz destek vererek olur.
Ülkemizin mercimek üretiminde dünyadaki yerine bakalım. 2017 yılından 2021 yılına kadar aralıksız her yıl mercimek üretiminde düşüş yaşanmış. 2017 yılında 460 bin ton olan mercimek üretimi 2021 yılında 263 bin tona gerilemiş.
Bir de mercimek ithalatındaki durumun yıllar içindeki değişimine bakalım:
Gördüğümüz gibi 2017 yılından beri her yıl mercimek üretimi azalan ülkemizde, buna paralel olarak 2018 yılından itibaren her yıl mercimek ithalatı artıyor. 2018 yılında 355 bin ton olan mercimek ithalatı, 2022 yılında 509 bin tona kadar çıkıyor. Türkiye, mercimek ithalatında dünyada en fazla ithalat yapan 4’üncü ülke. Bu da bize yıllar içerisinde AKP’giller iktidarının tarımsal ürünlerdeki politikalarının emekçi halkımızın yararına değil ABD-AB Emperyalistlerinin çıkarları doğrultusunda bir yol izlediğini gösteriyor.
Ali Ekber Yıldırım’ın haberine göre, Türkiye’nin kırmızı mercimek ithalatı 2022-2023 üretim sezonunda yaklaşık 869 bin ton oldu, bu bir önceki yıla göre yüzde 132’lik bir artışa tekabül ediyor. Son beş yılda ithalat yaklaşık 2 kat arttı. En fazla kırmızı mercimek ithalatı yaklaşık yüzde 74,7’lik bir oranla Kanada’dan yapılıyor. Halkımızın alınteri Emperyalist Kanada’ya akıyor.
Yeşil mercimek ithalatı ise, 2022/23 üretim sezonunda yüzde 41 artışla 63 bin ton oldu. En fazla ithalat 37 bin ton (yüzde 58,1) ile yine Kanada’dan yapılıyor. Kanada şu anda mercimek üretiminde ve ihracatında dünyada birinci sırada.
Hâlbuki Türkiye 1980 ve 1990’lı yıllarda dünyanın en çok mercimek üreten ikinci ülkesi ve en çok ihracat yapan ülkesiydi. Yani ihracatta birinci sıradaydı. Türkiye’nin toplam mercimek üretimi 1982 yılında 550 bin tondu. 1986’da 850 bin ton, 1987’de 925 bin ton ve 1988’de 1 milyon 40 bin tona çıktı. O yıllarda mercimek ihracatımız da çok yüksek oranlara ulaştı. 1986’da 251 bin 828 ton, 1987 yılında 352 bin 730 ton ve 1988’de 606 bin 480 ton ile zirveye çıktı.
Mercimek üretiminin böylesine bollaşması üzerine, ülke içerisinde de mercimek tüketimini arttırmak için çalışmalar yapılmaya başlandı. Bunun için o yıllarda Türkiye’nin ilk kadın beslenme uzmanı olan ve “Mercimek Teyze” olarak bilinen Prof. Dr. Ayşe Baysal’ın yaptığı programlarla mercimek tüketimi özendirilmeye çalışıldı. Kamu spotları yayınlandı.
Mercimek Teyze Ayşe Baysal, İvriz Köy Enstitüsü’nü birincilikle bitirmiş, öğretmenlik yapmış, daha sonra beslenme konusunda profesör olmuştu. Mercimek Teyze yaptığı TRT programlarında mercimeğin yararlarını anlatıyor, mercimek yemekleri, mercimek köftesi ve hatta mercimek tatlısı tarifleri veriyordu.
Mercimek Teyze’nin çabaları ile mercimek tüketiminin yüzde 25-30 arttığı tahmin ediliyor. Mercimek Teyze Prof. Dr. Ayşe Baysal 2016 yılında 86 yaşında vefat etti.
Türkiye İstatistik Kurumu verilerine göre, bugün ülkemizde mercimek tüketimi maalesef çok düşük. Kırmızı mercimeğin yeşil mercimeğe göre tercih edildiği, kırmızı mercimek tüketiminin yıllık kişi başına 4,1-5 kg arasında olduğu, yeşil mercimeğin ise 0,5-0,8 kilogram arasında değiştiği görülüyor.
Hâlbuki mercimek, danelerindeki yüzde 25-28 protein oranıyla insan beslenmesinde değer taşıyan bir baklagildir. Vegan beslenmeyi tercih eden insanlarımız tarafından yüksek protein oranı nedeniyle tercih edilen bir besindir. Kolay kolay bozulmaması, dayanıklı olması ve besin içeriği sayesinde dünyada bakliyat ürünlerine talep her geçen gün artarken ülkemizde tüketim düşük seviyelerde seyretmektedir.
Ayrıca mercimek yetiştirmenin de birçok avantajı bulunur. Mercimek, havanın serbest azotunu tutan ve toprağı azotça zenginleştiren, tarlayı erken terk ettiğinden ikinci ürün olarak da ekilebilen bir bitkidir. Yemeklik baklagiller içerisinde düşük sıcaklığa ve kurağa en dayanıklı bitki mercimektir. Bu yüzden yetiştirilmesi kolaydır, toprağa yararlıdır. Çiftçiye getirisi yüksek olabilecek bir üründür. Ayrıca Türkiye’nin iklimi, üretim şartları, toprak yapısı mercimek ve diğer bakliyat ürünlerinin üretimini artırmaya çok uygundur. Ancak bugün çiftçimize kilogram başına 50 kuruş olan destekleme primi verilmektedir. Ve bu prim 6 yıldır hiç arttırılmamıştır.
Tarımsal girdilerde neredeyse yüzde 90 oranında dışa bağımlı olan ülkemizde, bu girdileri dolar ve euro üzerinden satın alan çiftçimiz kilogram başına 50 kuruş destek ile nasıl üretim yapsın? Hadi kredi çekerek üretim yaptı, diyelim. İhracatın yasaklandığı, ithalatınsa alabildiğine serbest bırakıldığı koşullarda ürününü nasıl satabilsin?
1980-1990’lı yıllarda dünyada mercimek ihracatında lider olan Türkiye’nin, ABD-AB Emperyalistlerinin iktidara taşıyıp orada tuttuğu siyasi iktidarlar ve en çok da AKP’giller tarafından nasıl ithalat rekorları kıran bir ülke haline getirildiğini görüyoruz.
Artık mercimeğimiz Kanada’dan geliyor, çiftçimiz kan ağlıyor. Emekçi halkımız mercimeği bile tüketemez hale geldi. 1 kilogram kırmızı mercimek 63 TL, 1 kilo yeşil mercimek 110 TL olmuş durumda. Halkımız beslenemiyor, karnını doyurmaya çalışıyor sadece. Yani makarnayla, ekmekle karnını doyurma derdine düşmüş durumda.
Halkımızı bu duruma düşüren Yüzyılın Felaketi AKP’giller’dir. Fiyatları sözde düşürmek-dengelemek için AKP’giller’in yaptığı tek şey ithalat. Çiftçiye destek, üretimi arttırmak, ihracatı arttırmak, maliyetleri düşürmek bu halk düşmanı iktidarın gündeminde yok.
Yüksek gıda fiyatlarını önlemenin yolu tarımsal girdilerde dışa bağımlılığı ortadan kaldırmak, üretimi arttırmak, çiftçimize faizsiz destekleme primleri vermekten geçer. Bunu da yapacak olan Halkın Kurtuluş Partisi öncülüğünde kurulacak olan Demokratik Halk İktidarıdır.
12.03.2024