Site rengi

Tasarım

Nedendir Nakliyat-İş’e düşmanlıkları?

04.08.2022
625
A+
A-

Av. Tacettin Çolak

İktidarın bakanlıkları, sarı sendikacılar ve bazı yargı organları el ele vermiş Nakliyat-İş düşmanlığı yapıyor.

Neden böyle davranıyorlar?

Çünkü Nakliyat-İş, Devrimci Sınıf Sendikacılığı yapıyor. Sarı-gangster sendikacıların saltanatlarını sarsıyor.

Çünkü Nakliyat-İş, sendikalar faciası içerisinde ablukaya alınmış İşçi Sınıfımızın cazibe merkezi haline geldi.

İşten atılan, patronlarca hakkı yenen, sarı sendikacıların ihanetine uğrayan işçiler; Nakliyat-İş’in faaliyet gösterdiği taşımacılık işkolunda olsun olmasın hep Nakliyat-İş’e başvuruyorlar. Yardım istiyorlar, sahiplenmesini bekliyorlar.

Onlarca örnek sayabiliriz. Ancak güncel olan birkaçı ile yetinelim.

İhbar ve Kıdem Tazminatları gasp edilen 2 bin 200 Uzel Makine İşçisi, yıllardır aidat ödediği sarı-gangster sendika Türk-İş’e bağlı Türk Metal Sendikası’nın ihanetine uğrayınca Nakliyat-İş’in kapısını çalmıştır.

Yine hileli yöntemlerle devredilen ve iflas ettirilen Alman firması Metro Market’in bünyesindeki Real Market İşçileri de Tez-Koop-İş Sendikası’nın ihanetinden sonra Nakliyat-İş’in sahiplenmesini istediler.

Tekstil işkolundaki Neo Trend İşçileri de öyle…

Bu işçiler ve daha birçoğuna tereddütsüz sahip çıkan Nakliyat-İş; militan bir mücadele ile hem işçilerin gasp edilen haklarının alınmasını sağlıyor, hem de patronlarla işbirliği içindeki sarı sendikacıları teşhir ediyor.

Önderlik ettiği bütün mücadelelerde de işçilerin gasp edilen haklarını söke söke alıyor.

Nakliyat-İş, sadece İşçi Sınıfının ekonomik çıkarları peşinden gitmiyor. Ülkemizin ve dünyanın ekonomik, siyasi vb. tüm sorunları karşısında da duyarlılığını her fırsatta gösteriyor.

AKP iktidarının işçi ve halk düşmanı politikalarına karşı kararlılıkla mücadele ediyor.

Ortadoğu’da ABD Emperyalizmi ve İsrail Siyonizmine karşı direnen Suriye-Filistin Halkı ile dayanışma içinde oluyor. Latin Amerika’da Batılı Emperyalistlere meydan okuyan Küba-Venezuela halklarına destek veriyor. Dünya Sendikalar Federasyonu’nun Başkanlık Kurulu’nda Uluslararası İşçi Sınıfı hareketine önderlik ediyor. Genel Başkan Ali Rıza Küçükosmanoğlu; Taşımacılık İşçileri Enternasyonali’nin Genel Sekreterliğini yürütmekte.

Sadece birkaçını yazdığımız bütün bu mücadele örnekleri; iktidarın da, patronların da, sarı sendikacıların da Nakliyat-İş’e karşı saldırganlıklarını artırıyor.

Türlü entrikalarla önünü kesmeye çalışıyorlar.

Bir yandan işkolu birleştirmeleri yaparak ve esnaf statüsünde çalışanları “Taşımacılık” işkoluna dahil ederek işkolundaki işçi sayısını şişirip, Nakliyat-İş’in üye sayısını düşürerek işkolu barajının altında bıraktırıyorlar.

Geçmişte Noter onayı ile yapılan ve birer örnekleri Çalışma Bakanlığı’nın dosyalarında bulunması gereken 16 bin 909 üyesinin üye kayıt fişlerini imha ettikleri yetmiyormuş gibi, 6356 sayılı yasa yürürlüğe girdikten sonra e-devlet kapısından yapılan üyelikler de yok sayılıyor.

Yemeksepeti İşçileri kısa sürede Nakliyat-İş’e üye oluyor, patron ve bakanlık el ele verip bilgisayar başında, bir tıkla, anılan işyeri Ticaret Büro işkoluna dahil edilip 2 bin Yemeksepeti İşçisinin üyeliği geçersiz kılınıyor.

Bu hileli işkolu değişikliğine itiraz ediliyor, inceleme yapan müfettiş, değişikliği yasaya aykırı buluyor. Ancak bakanlık üst kadroları müfettişin raporunu yok sayarak itirazı kabul etmiyorlar.

Mahkemeye gidiyoruz, tedbir kararları alıyoruz ama bu kararları da uygulamıyorlar. Tedbir kararlarını veren yargıçlar sürgün ediliyor.

AKP iktidarı bu tür kanunsuzluklar yaparken, sarı sendikacılar da boş durmuyorlar. Taşımacılık işkolunda kendilerine rakip gördükleri Nakliyat-İş’in önünü kesmek için her türlü hile-hurdaya başvuruyorlar. Nakliyat-İş’in yetki aldığı işyerlerinde tek bir üyeleri dahi olmamasına karşın keyfi bir şekilde yetki itirazı davaları açıyorlar. Dolayısıyla uzun yargılama süreçleri boyunca işçilerin Toplu İş Sözleşmesinden mahrum kalmalarına neden oluyorlar.

Yirmi yıl önce de TÜMTİS’li sarı-gangsterler, sendika değiştirdi diye üç Ambar İşçisini katletmişlerdi.

Şimdi ise Türk-İş koridorlarında, bakanlık bilgisayarlarında Nakliyat-İş’i nasıl saf dışı bırakırız hesapları yapıyorlar.

DİSK yönetimi ise bütün bu saldırılar karşısında sessiz kalmakta. Hatta sarı-gangster sendikacıların ihanetine uğrayan işçilere sahip çıktı diye Nakliyat-İş; (yüzüne değil) gıyapta eleştirilmekte.

Hepsi başarıyla yürüyen bu direnişler görmezden gelinmekte.

Sendikasından ihanet gören işçiye sahip çıkmak kötü bir iş olarak algılanmakta.

Sanki konfederasyonlar arasında bir anlaşma yapılmış gibi…

Oysa DİSK; 1967’de sarı-gangster Türk-İş’e alternatif olarak kurulduğu için kısa sürede 500 bin üyeye ulaştı. 12 Eylül faşizmi DİSK’i kapatıp yöneticilerini hapse atarken, Türk-İş’in Genel Sekreteri Sadık Şide’yi Çalışma Bakanı yaptı.

Türk-İş, bütün iktidarlarla olduğu gibi, mevcut iktidarla da etle tırnak gibi kaynaşık durumdadır.

Zira sarı-gangster sendikacılar, patronların İşçi Sınıfının içine yerleştirdiği ajanlardır. İşçilerin aidatlarıyla kurdukları saltanatlarının sarsılmasına izin vermek istemezler. O nedenle bunları teşhir etmek gerekir.

İşçi Sınıfımız bunların gerçek yüzünü gördükçe, Devrimci Sınıf Sendikacılığı yapan sendikalara güven duyacak ve buralara yönelecektir.

Mevcut DİSK Yönetiminin Türk-İş’e bağlı sendikaların satışa getirdiği işçilere sahip çıkmasından vazgeçtik, bu işçileri görmezden gelmesi, sarıların ihanetlerine icazet vermesi kabul edilemez.

DİSK yönetiminin Türk-İş’e yakın olma çabaları kendilerine bir şey kazandırmaz. İşçi Sınıfına yakın dururlarsa çok şey kazanacakları besbelli.

Evet, sarıların devletle ve patronlarla kaynaşık olmaları, ellerindeki işyerlerini onların icazetiyle tutmuş olmaları işçiler üzerinde bir korku ve baskı unsuru oluşturuyor. O korku çemberini yarmak da devrimcilerin görevidir.

Bu anlamda geçtiğimiz günlerde Nakliyat-İş’in; Türk-İş’in önüne siyah çelenk bırakması ve protesto gösterisi yapması çok isabetli bir eylem olmuştur. 

Bu eylem bir o kadar da anlamlıdır.

Artık sarı-gangster ajan örgütleri dağıtılmalıdır.