Yazın En Gözde Sebzesi Domates Yüksek Maliyetler ve Düşük Fiyatlar Yüzünden Tarlada Kaldı
Sema Kıvılcım
Birkaç gündür ulusal medyada domates fiyatları ile ilgili haberleri görüyoruz. Domates üreticileri domatesin tarladan alış fiyatının 2 TL’nin bile altına düşmesi nedeniyle maliyetlerini karşılayamıyor, buna karşı eylemler ve basın açıklamaları yapıyor.
Tarım Yazarı Ali Ekber Yıldırım’ın verdiği bilgiye göre, Türkiye dünyada en fazla domates üreten üçüncü ülke konumunda. Yıllık ortalama 13 milyon ton domates üretiliyor. Bunun 8 milyon tondan fazlası sofralık, yaklaşık 4 milyon tonu da sanayi domatesi yani salça, sos vb. ürünlere dönüştürülen domates olarak üretiliyor. Sanayi domatesinde sözleşmeli üretim yapılıyor. Fakat bu sözleşmenin hükümlerine kimse uymuyor. Salça fabrikalarıyla yapılan sözleşmeye göre tarlada domatesin kg fiyatı 3,5 TL olması gerekirken, sanayiciler domatesi 1,7 TL’den alıyor. Halbuki üreticinin maliyetini kurtarması için en az 4 lira civarında bir fiyata satması lazım domatesi. O da ancak maliyetlerini kurtaracak. Yani üreticinin yemesi, içmesi, çocuğunun okul masrafları, bir sonraki üretim yılı için yapacağı iyileştirme-bakım vb. çalışmalar ve insani diğer ihtiyaçları hariç. Ancak bırakalım maliyeti karşılayacak olan 4 TL’lik ücreti, salça sanayicileri 3,5 TL’lik sözleşmeyi dayatıyor çiftçiye ama ona bile uymuyor. Tarladan domatesi 1,7 TL’ye alıp geçiyor.
Peki neden?
Çiftçilerin ağzından öğrenelim nedenini… Örneğin Menemen Ovası’ndaki çiftçiler, pamuk para etmiyor, diye pamuktan vazgeçip bu sene domatese döndüklerini söylüyor. Üstelik sadece Menemen de değil, Salihli’de, Bursa’da, birçok yerde çiftçi, sanayi tipi domates dediğimiz domatesi üretmiş bu sene.
Hal böyle olunca, domates üretimi artmış ve domatesin alım fiyatı düşmüştür.
Bunda geçtiğimiz yıl domates salçasına ihracat yasağı getirilmesinin de büyük payı var. Ticaret Bakanlığı, ihracatçı birliklere gönderdiği yazıyla domates salçası ihracatı yasağının 4 Mayıs 2024’te kaldırıldığını açıklamıştı. Ancak salça üreten sanayiciler ihracat yasağının olduğu yaklaşık bir yıllık dönemde pazarlarını da kaybetmiş oldular.
Dünya Gazetesi’nin haberine göre, Turgutlu Ziraat Odası Başkanı Abdullah Şenol, sözleşmeye rağmen domatesin kilogram fiyatının 3,5 TL’den 1,7 TL’ye gerilediğini, çünkü fabrikaların bir araya gelerek fiyat düşüşü yaptıklarını ifade etti.
Şenol, “Fabrikalar fiyat düşük olduğu zaman almıyorlar ve fiyatı daha da düşürüyorlar. Çiftçilere ‘ekim az, bu sene fiyatları iyi olacak’ diye ekim yaptırdılar. Şu an verilen fiyatlarla domates toplanmaz. Çünkü bir kilo domatesin toplanma (işçilik) maliyeti 1 TL, yüzde 20 de fire düştüğün zaman yaklaşık 1.4 TL fiyata geliyor. İlçemizde geçen yıla göre ekim alanında yüzde 10 ila 15 arasında artış oldu” dedi.
Torbalı Ziraat Odası Başkanı Yılmaz Girgin, geçen yıl ilçede ekilen 40 bin dekar ürünün 30 bini sözleşmeliyken, bu yıl söz konusu miktarın 10 bin dekar olduğunu söyledi. Girgin, “Bu yıl üreticiden neredeyse bedavaya domates alınıyor. Dekar maliyeti 30 bin lira, çiftçinin topladığı ürünü sattığında ise 15 bin lira gelir elde ediyor. Çiftçi dekarda 15 bin lira zarar ediyor”, dedi.
Hal böyle olunca birçok üretici domatesi toplayamıyor çünkü toplama maliyeti daha yüksek, bu yüzden de traktörle sürüyor domatesi.
15 Eylül 2023’te Tarım Bakanlığı “Sözleşmeli Üretimin Usul ve Esasları Hakkında Yönetmelik”i yayımladı. Ali Ekber Yıldırım’ın açıklamasına göre, Yönetmelik, salça sanayicileri-fabrikaları ile çiftçiler arasında imzalanan sözleşmelerin bir kopyasının da Bakanlığa-Bakanlığa bağlı İl ve İlçe Müdürlüklerine verilmesini şart koşuyor. Amaç, sözleşme ile ilgili herhangi bir sıkıntı olduğunda Bakanlık sözde hemen devreye girecek. İşte tam da bu günlerde sözleşme ile ilgili büyük bir sıkıntı yaşanıyor. Sanayici çiftçi ile yaptığı sözleşmeye uymuyor. Sözleşmeye aykırı olarak domatesi 3,5 TL yerine 1,7 TL’den alıyor.
AKP’giller’in Tarım Bakanlığı ne yapıyor?
Yönetmeliğe uymuyor. Sözleşmelerin uygulanmayışı karşısında hiçbir şey yapmıyor.
Üretimin bu kadar fazla olmasının yani bir üretim planlamasının yapılmamasının sorumlusu kim?
Yine AKP’giller’in Tarım Bakanlığı yani AKP’giller. Geçen yıl domates bir miktar para etti, bu sene para etmeyen ürünler yerine domates yetiştireyim, diye çiftçiler ağırlıklı olarak domatese yöneldi.
Çiftçiyi bu konuda yönlendiren, yok bu kadar domates yetişmesin, sorun olur, diyen var mı?
Yok.
Artan girdi maliyetleri altında ezilen çiftçi plansız tarım politikalarının kurbanı oluyor. Kendi kafasına göre ne ekip biçeceğine karar veriyor. Bunu da bir önceki yıla göre yapıyor. Ama evdeki hesap ne yazık ki çarşıya uymuyor. Çünkü çiftçinin büyük resmi görmesi imkânsız. Bu sene ne kadar domates üretilecek, hangi bölgelerde hangi üretici domates ya da diğer tarımsal ürünleri ekti; işte bu büyük resmi ancak Tarım Bakanlığı ve diğer ilgili kurumlar görebilir.
Olan yine üreticiye-çiftçiye oluyor. Çiftçi maliyetlerini dahi karşılayamıyor. Hatta zararı daha da artmasın diye domatesi tarladan dahi kaldıramıyor, tarlasını binbir emekle ürettiği domateslerle birlikte sürüyor.
Çiftçiler seslerini duyurabilmek, sorunlarına çare bulabilmek için İzmir’de, Manisa’da eylemler yaptılar, tepkilerini dile getirdiler. Domates üretimi yapan çiftçiler, 31 Temmuz’da İzmir Kınık’ta sanayicilerin düşük fiyat politikasına karşı bir eylem gerçekleştirdiler. Kınık Meydanı’na 150 civarı traktörle indiler. Çiftçiler, hazırladıkları “Çiftçiyi öldürdünüz, cenazeyi kaldırın” yazılı tabutla beraber Kaymakamlık önüne yürüyerek orada bir açıklama yaptılar.
Ancak Cumhuriyet Tarihinin en halk düşmanı iktidarı AKP’giller var Türkiye’nin başında. AKP’giller Parababalarının kâr düzeninin bekçisi oldukları için çiftçinin sözleşmedeki ücreti dahi alamayışına da tarladaki domatesini hasat edemeyişine de, güzelim domateslerin toplanamadığı için çaresizlikten sürülmesine de aldırış etmezler. Bu onları hiç mi hiç rahatsız etmez, onların umurunda olmaz.
Diğer taraftan tüketici de mağdur durumda. Çiftçi tarlada 2 liraya domatesine alıcı bulamazken, tüketiciler domatesi ucuza mı alıyor?
Hayır! Salçalık domatesin kilosunu pazardan 20 TL’ye alıyor tüketici. Bu yüzden yazın sonuna gelmiş olmamıza rağmen salça ve domates sos yapmakta zorluk çekiyor, alamıyor çünkü bu fiyattan.
Halkın Kurtuluş Partisi Köylümüzün-Çiftçimizin bu sorununun çözümünü Programında net ve kesin bir şekilde tanımlamıştır:
“Köylü Meselesi
“Köye Demokrasi
“(…) Bugün, tarım ürünlerinin fiyatları yerinde sayarken, mazot, gübre, zirai ilaç, tohumluk fiyatları sürekli artmaktadır. O yüzden köylümüz üretemez duruma düşürülmüştür. Ekip ürettiği zaman bir şey kazanamadığı gibi, eline geçen para girdi maliyetlerini bile karşılayamadığı için bir de borçlu duruma düşmektedir. Bu sebepten, doğup büyüdüğü köyünü, toprağını bırakarak, ne olursa olsun deyip büyük şehir varoşlarına akın etmektedir. Ne yazık ki buralarda da onu yeni felaketler beklemektedir.
“(…) Örgüt ve Ekonomi Politikası
“(…) Tarım ürünleri aleyhine, sanayi ürünlerinin fiyat artışı durdurulacak. Köy ürünlerinin gerçek köylü kooperatifleri eliyle ihracatı kolaylaştırılacak, Ofisin yönetim ve kontrolü köylü örgütlerine bırakılacak.
Modern üretim küçük ekincilere kadar götürülerek tüm tarım ürünlerinin maliyet fiyatları indirilecek.”
Bugün çok derdimizin tek ilacı öncelikle halk düşmanı, memleket düşmanı AKP’giller’den kurtulmak; ondan sonra da Devrimci Demokratik Halk İktidarı’nı kurmaktır.
05 Ağustos 2024